Bir yaz günü Âşık Hazım Demirci, Ali Kemal Yiğit’in evine yatılı misafirliğe gelir. Bölgede çok fazla sivrisinek olduğundan Ali Kemal Yiğit, Hazım Demirci’ye cibinlik vermek ister. Hazım Demirci, “İstemem.” diyerek Ali Kemal Yiğit’in teklifini geri çevirir. Sivrisinekler yüzünden Hazım Demirci, sabahı zor eder. Sinekler onun yemedik yerini bırakmazlar. Sabah kahvaltıda iki âşık atışmaya başlar. Ali Kemal Yiğit’in naklettiğine göre Âşık Hazım’ın şöyle bir huyu vardır. Her sözüne cevap verilmesini ister, sözüne cevap vermeyen adamla bir daha konuşmaz. Aldı bakalım ne demiş Ali Kemal Yiğit ne cevap vermiş, birlikte okuyalım.
Hazım Demirci:
Seni sevdiğimden geldim yanına
Pis tırnaksın atamadım Kemal’im
Sen eşrefsin yakışır mı şanına
Kavga edip çatamadım Kemal’im
Ali Kemal:
Sevgi saygı benim gönül ilacım
Bir verenler on almışlar be dayım
Konuğun tokadı başımda tacım
Mağlup edip şan almışlar be dayım
Hazım Demirci:
Bir ses geldi yer oynadı yerinden
Sinek sesi belli ivez türünden
Farkı yok birinin biri birinden
Kemirdiler yatamadım Kemal’im
Ali Kemal:
Geç vakitte öksürüyon bakmışlar
Kaçan diye üzerine çökmüşler
Sağından solundan filim çekmişler
Kimisini yan almışlar be dayım
Hazım Demirci:
Anlamadım haşaratın sırrını
Vızılıyor bildirmiyor yerini
Yakalasam biliyordum birini
Kovaladım tutamadım Kemal’im
Ali Kemal:
Bura mekân otel değil han değil
Bu bir görev amaçları kan değil
Hiç üzülme tek yalnız sen değil
Nice nice can almışlar be dayım
Hazım Demirci:
Deli Hazım nasıl etsin şaşırdı
İki sinek öksüz dilim şişirdi
Sabah gelin hanım bir süt pişirdi
Geveledim yutamadım Kemal’im
Ali Kemal:
Der Kemal’im tava delik tas delik
Küllük küllük öksürürsün üstelik
Bakmışlar ki bulaşıcı hastalık
Tahlil için kan almışlar be dayım