Bakma suskunluğuma, benimki tevazudan
Ben yazsam, literatür en baştan tamir olur.
Anlı şanlı âşıklar firar eder yazıdan
Beni tarif etmeye nesneyle zamir olur.
Çin malı külünk ile taşa vursa tak diye
Elinde paralanır kalır öyle şak diye
Kepçe bile vermezler ehliyeti yok diye
Ferhat denilen kişi, SASKİ’de memur olur.
Çoktan unutmuştur o Aslı’nın nağmesini
Ama biz unutmadık boynunu eğmesini
Becerip de açamaz telsizin düğmesini
Kerem itfaiyede ikinci amir olur.
Aklıma düşürmeyin, ben bozarsam niyeti
İngiliz şiirine bozdururum diyeti
Balkonda dizlerime yatırınca Jülyet’i
Romeo denen kâfir hırsından dumur olur.
Bağdat’ta çenem düşse tahtı bırakır Kisra
Yirmi günde yetişir yirmi birinci asra
Kays’la sohbet ederken okusam iki mısra
Çöl üşümesin diye yüreği kömür olur.
Kalem elimde akçe, şiir dilimde nakit
On dakkada tamamdır iki dörtlükle akit
Sürgüne giden Tahir geri döndüğü vakit
Zühre’nin nazarında balkona demir olur.
Bir kitap çıkardım ki hallac pamuğa mensur
Eros’un oklarını kendisine çeken sur
Dövmeyle derisine yazıp gönderse Mansur
Benimkinin yanında ikinci hamur olur.
Rüyamdaki bâdeyi içince yudum yudum
Yüksek lisans, doktora tek nefeste okudum
Yunan heykeli gibi şiir oldu vücudum
İstesem bir ilhamla yeniden çamur olur.