IQ'SU TAVAN YAPAN SORULAR

Ayşe, anne babasına Osmanlı dibek kahvesi yapmak için mutfağa gidiyor. Eline iki cezveyi alıp içine iki musluktan su doldurmaktadır. Aslında bir musluktan akan su, cezvenin dolması için yeterlidir, neden böyle yapmıştır sorulmalı, haliyle cevap da alınmadı! Belki IQ’sunu test etmekte belki de bizimkini test etmektedir. Şimdi tartışmaya girerek gerçeği öğreneceğiz hem de IQ’muzu test edeceğiz. Burada durup dururken cezvenin sapı kaç gram ağırlığında olsa gerek, demeyecek kadar akıllıyız yani. Ayşe kahve yaparken “Kahve yemenden gelir” olayına vakıf mıdır? Vakıfsa ne kadar vakıftır? Vakıf olunca yapılan kahvenin tadı nasıl olur? Onu da sormayacağımı sanıyorsanız işte bunu soruyorum. Kahve Yemenden Türkiye’ye kaç günde gelir?
Bir de size ufak bir bilgi vereceğim. Gelen bu kahvenin fiyatını üretici belirlerken üreticinin önerdiği fiyat mı tüketicinin önerdiği fiyat mı daha değerlidir. Yani şöyle bir bilgi alıntısıyla devam edelim:
“Asimetrik Bilgi: Küçük bir kasabada yaşayan, elinde dedesinden kalma antika bir cep saati olan ve bu saati en yüksek fiyata satmak isteyen bir kişi düşünelim. Ve yine düşünelim ki bu saate kasabanın saatçisi 1,000 TL değer biçmiş olsun. Bu kişinin önünde üç seçenek vardır. Bu saati: 1-Kasabanın saatçisine satmak, 2-Kasaba gazetesine vereceği ilanla satmak, 3-İnternet üzerinden işlem yapan müzayede sitelerinde açık artırmaya koymak. Kasaba gazetesine vereceği ilan için ödeyeceği para 20 TL, internet sitesine ödeyeceği bedel ise satış değeri üzerinden yüzde 5 olsun. Eğer ilanla satabilir ve saatçinin dediği miktarı alırsa eline geçecek net değer 980 TL, eğer aynı bedele internet sitesi aracılığıyla satarsa eline geçecek net değer 950 TL’dir. Her iki durumda da en iyisi bu saati 1000 TL’ye saatçiye satmaktır. Buna karşılık internet sitesinde saatin açık artırma yoluyla daha yüksek bir değere satılması olasılığı da vardır. Diyelim ki bu kişi saati internet sitesine 1000 TL başlangıç değeriyle koymuş ve sonunda 1400 TL’ye satmış olsun. Bu durumda siteye ödeyeceği komisyonu düşersek eline 1330 TL geçecek ve saatçinin öngördüğünden 330 TL fazla kazanç elde etmiş olacaktır. Ortaya çıkan bu 330 TL’lik ek kazanç bu kişinin bilgi birikiminin sonucudur. Eğer bu kişi bu tür internet sitelerinin varlığını bilmese saati 1000 TL’ye satacak ve bu ek kazançtan (ki buna mikroekonomide tüketici rantı adı veriliyor) mahrum kalacaktı. Yine aynı saati örnek verelim. Ve diyelim ki kasabanın saatçisi bu saat henüz dedenin elindeyken iki kez bakımdan geçirmiş ve içinde bir parçanın oldukça eskidiğini saptamış olsun. Bu durumda saatin ileride bozulma olasılığı taşıdığını bilmekte ve o nedenle değerinin biraz altında bir teklifte bulunmaktadır. Bu saati internet sitesinden açık artırmayla alan kişi ise bu bilgiye sahip olmadığı için bu saate daha yüksek bir fiyat teklif etmiş olmaktadır. Kasabanın saatçisi ile saati siteden satın alan kişi arasındaki bilgi farklılığı bizi asimetrik bilgi denilen olguyla karşılaştırır. 2001 yılında iki iktisatçıyla birlikte (A. Michael Spence ve Joseph E. Stiglitz) Nobel ekonomi ödülü alan George Akerlof, bu ödülü asimetrik bilgi üzerine yaptığı çalışmalarla almıştır. Bu analiz bize bilgiye erişim konusunda farklı konumların olduğunu göstermektedir. Bu durumda, özellikle kullanılmış mallarda ya da müzayede ile satılan mallarda bilgi farklılığı fiyat farklılığını da birlikte getirmektedir. Yani pazarda fiyat farklılaşmasının bir nedeni de asimetrik bilgiden kaynaklanmaktadır.”
Bu kaynaklanma kaynakla mı yapılmıştır yoksa, bu kaynak bizi başkalaştırmadan kurtaran bir kaynak mıdır? Bizi yakınlaştırırken uzaklaştırır mı? Uzakta iken yakınlaştırır mı acaba? Ayrıca büyük çoğunluğu aynı yönde giderken bazılarının farklı yönde gidebilmesi olgusunu kısaca ekonomiler arası ayrışma olarak tanımlıyoruz, bu değişik fiyat farklılıkları bizi birbirimizden ayırarak Antarktika kutbuna atar mı?
a-Alakasız diyemeyeceğim lakin fikri çalıştırmak için içine serpilmiş bilgilerle dolu.
b-İçinde birçok soruyu barındırsa da vakti olanlar için çok güzel bir beyin jimnastiği olacaktır.
c- Bir kahve yapmak için mutfağa fiden Ayşe ile ne kadar soru ürettiniz, size hayranım.
d-Kahve Yemen’den gelir doğrudur. Eskiden hayvanların sırtında yorucu bir emekle gelen kahveler artık şimdi uçaklarla gemilerle gelmekte, dün ucuz olan şimdi hava yolu, deniz yolu, gümrük, stopaj, nominal barajlara takılarak fiyatı katlanmktadır. Artı eskisi gibi bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı da yok, şimdilerde hatırı bir dakika. Asıl bunu irdelemek gerekir.
e-Kaynak bizim Ramiz Usta yapıyorsa sağlamdır kopmaz yerinden ayrılmaz.
f-Yukarıda verdiğiniz Asimetrik bilgi işime yarayacaktır, aklımım bir köşesine kazıdım.
g-Vakıf olmak için vakıf başkanı olmaya gerek yoktur.
h-Her hâlükârda sorular çözülmeye değer buluyorum.
ı-Bir musluk varken ikinci musluğun mutfakta olması ve bir musluktan doldurulan tek cezve ile kahve yapılabileneceği gibi, iki musluk ve iki cezve ile yapılması israftır, ya da yapan âşıktır, aklı beş karış havalardadır. Âşık olması iyidir, müsrif olması pek hoş karşılanmayacak bir davranıştır.
i-Kahvenin tadı kahveyi yapanın insana verdiği değer ölçüsünde güzel olur ya da tatsız olur.


Yorumlar - Yorum Yaz