CAĞNAME

Erzurum’a yola çıktık kuşluktan
Yolda beslemeyle doymaz İsmail
Beli iki büklüm oldu açlıktan
Pastayı yemekten saymaz İsmail

Karnına bir ince sızı yürüdü
Gözlerini kara duman bürüdü
Söz ağzında sakız oldu çürüdü
Ne söylesek boşa duymaz İsmail

Saygısından büzüm büzüm büzülür
Kazma ile sanki karnı kazılır
Gözün yumsa cağ şişlere dizilir
Aklını başına koymaz İsmail

Bilemedik sızısı ne derdi ne
Nihayet ulaştık dadaş yurduna
Meğer düşmüş midesinin derdine
Derdini içinde yaymaz İsmail

Akşam yemeğini hafiften yedi
Sabaha kebaba yer kalsın dedi
Tartılacak yatsı sonrası kedi
Ölçüye, tartıya uymaz İsmail

Ne nefsi köreldi ne karnı doldu
Garsonlar başında pervane oldu
Tabakta Yücel’in şişi kayboldu
Hocam bunu sana koymaz İsmail

Nasip olsun Yücel yine götüre
Fazla cağ kebabı zarar motora
Şiir kalsın yolculuktan hatıra
Aklı olan sana uymaz İsmail

Kıtlıktan mı çıkmış kimse bilmedi
Başkasına cağ kebabı kalmadı
Aklı Erzurum’da kaldı gelmedi
Öbür hocam sana kıymaz İsmail.

*Bu Cağname 30.03.2017 tarihinde üç güzel insanla yapmış olduğumuz güzel yolculuktan sonranın dökümü olarak 05.04.2017 tarihinde yazılmıştır.


Yorumlar - Yorum Yaz