Gül bahçelerine zakkum ekilir
Hürriyetin her gün beli bükülür
Fakirin benzinden kanı çekilir
Garibi, mazlumu ezen ezene
Yeni yetme oğlan, çoktur cakası
Bir araya gelmez iki yakası
Kulağında küpe, başta tokası
İçip diskolarda azan azana
Gözümün önünde bir nesil yanar
Bakıp da hâline yüreğim kanar
Çölleşti vahalar, kurudu pınar
Gayya kuyusunda yüzen yüzene
Ekmeğimi yer de hain yetişir
Evimin damında baykuş ötüşür
Gündüz içimizde, gece çatışır
Sağa sola kurşun dizen dizene
Ermeni soykırım der toprak ister
Rum, Kıbrıs’ımızdan her gün hak ister
Aslında cümlesi hep dayak ister
Türk’e kanlı ferman yazan yazana
Çeşme boşa akmış, kabım dolmamış
Haysiyet pazarda, iffet kalmamış
Gözümün yaşını kimse silmemiş
Üç günlük yetimi üzen üzene
Evlâdına göre yobazdır baba
Arayıp sormaz da hısım akraba
Sohbetten anlamaz kabadır kaba
Sorgusuz sualsiz kızan kızana
Bin yıllık kök salmış çınar kuruyor
İnsanlık yerinde sayıp duruyor
Böylesi kör hayat kalbi yoruyor
Her geçen gün masal düzen düzene
Kirli çamaşırlar dökülür bir bir
Hesap günü kalmaz kimsede kibir
Tenin ateşini alır da kabir
Münker’le Nekir’i süzen süzene
Hainler ülkeme kem gözle bakar
Ceddimin nefesi cihanı yakar
Bölünmez bu ülke, sel olup akar
Yurduma harita çizen çizene
Ecnebi kültürler zehir saçıyor
Evlât babasıyla rakı içiyor
Asalet firarda, vicdan göçüyor
Pervasızca uçkur çözen çözene
Yüreğim tarûmar, dinmiyor sızım
Kırıldı mızrabım, çalmıyor sazım
Üryan görürüm de, kızarır yüzüm
Her gün bir metresle gezen gezene
Mâziden kopardı neslimi çağlar
Nağmeler yabancı, bozuldu bağlar
Eşkıya yuvası, güzelim dağlar
Sinsice ülkeme sızan sızana
Halay unutuldu, tango revaçta
Kırk çeşit boya var bukleli saçta
Mefkûre yetişmez böyle kıraçta
Milletime mezar kazan kazana
Kurşunlar menzilde adres sormaz ki
Ahvali tasvire dilim varmaz ki
Bu rüyayı kimse hayra yormaz ki
Düzensiz düzenden bezen bezene
Hep umut besleyip düzelir dedin
Böyle cemiyette yaşamak çetin
Tek kişi kalsan da metin ol metin
Kurulu düzeni bozan bozana