Bizim mahallenin bir iti var ki,
Zengine sırnaşır, fakiri kapar..
Her yalı beğenmez öyle zağar ki,
Hans’a kuyruk sallar, Şakir’i kapar..
Bir zamanlar kapı kapı gezerdi,
Pis burun havayı koklar, süzerdi,
Hır çıkarır, komşuları üzerdi,
Farelerle oynar, tekiri kapar...
Bir çiftliğe serdi postu diyorlar,
Tilkinin, çakalın dostu diyorlar,
Hırsızı görünce sustu diyorlar,
Ne hikmetse Bekçi Bekir’i kapar...
Köpek değil, bildiğiniz bir bela,
Camii duvarını bellemiş hela,
Yağlı kemik arar, ete müptela,
Zındıklara yoldaş, zakiri kapar...
Şehre sattık, aşı olmuş, pas almış,
Bir hatuna düşmüş, ipi kısalmış,
Geldiği yer, hikâyeymiş, masalmış,
Köylüleri sevmez, hakiri kapar...
Kulübesi villa, tasması altın,
Gayri hesabı yok, yediği haltın,
Kafeste seyahat Ankara, Bartın..
Her çöplüğe dalar, her kiri kapar...
Yan bakayım deme paçadan girer,
Yüzünün akıyla bacadan girer,
Servet’im bu işe akıl mı erer, ?
Korkarım alınır, şairi kapar...