Vicdan mabedinde kantar var iken
‘Mizan’ı beyhude söz mü sanırsın?
Günahı gizleyip görünmez sanma
Dünyayı göreni göz mü sanırsın?
Ervah-ı ezelde var mıydı tenin?
‘Ben’ vardır içinde bakarsan ‘ben’in
Suretin, kuvvetin, o kof bedenin
Ne’n varsa seraptır, öz mü sanırsın?
Yetimin payına hop oturursun
Sonra da hukuktan hak getirirsin
A şaşkın ateşi sen götürürsün!
Cehennem yerini köz mü sanırsın?
Haram ovasında helal biter mi,
Bin çeşme yaptırsan sana yeter mi,
Kul hakkı yemişsin tövben tutar mı,
Affın yollarını düz mü sanırsın?
Riyayı kibrine mesken edersin
Her sene umreye, hacca gidersin
Kırk kere gitmişsin, bir daha dersin
Cennet ölçüsünü yüz mü sanırsın?
Burada dayın var, arkanı tutar
Eğer ki suçluysan üstünü örter
Orada sanma ki tonganı yutar
Münker’i, Nekir’i kaz mı sanırsın?
Haddini bilmeden yaşarsın işte
Bir gözün iştedir biri oynaşta
Niyetin temizmiş(!) he, iyi, hoş da
Yediğin naneyi az mı sanırsın?
Fakir, fukaranın hakkı üstünde
Riyakâr değilsen otur postunda
Sanki zekât verip maldan kıstın da
“Hu” dersin; sen zikri vız mı sanırsın?
Zannetme bu devran hep böyle geçer
Ettiğin başına çok işler açar
Sadece gölgesi bin güneş saçar
O nâr-ı kübrayı cız mı sanırsın?