Bir dünyaya uyandık ki,
İlaç diye dert satıyor.
Çökmüş elin toprağına,
Bir imzaya yurt satıyor.
Uçurumda kaval çalan,
Çobanlara kurt satıyor.
Beyinleri işgal etmiş,
Ölümü fırt fırt satıyor.
Bu bekleyiş zül değil mi?
Hâlâ zevkle şart satıyor.
İmansızdan dost olur mu ?
Dağ başında mert satıyor.
Zaman bizden yana amma,
Rüzgarını sert satıyor.
....
Mahallenin allâmesi,
Ekranda zart zurt satıyor.
Kalleşlerin köprüsünde,
Yiğidi namert satıyor.
Akıl topal, fikir güdük,
Sanma taze; kart satıyor.
Rezilliğin en hasını,
Şu hırtoğlu hırt satıyor.
Mimiksiz yüz, hızmalı dil,
Dövmeli kol, sırt satıyor.
Bir sistem ki a’dan, z’ye,
Aldığını pert satıyor.
Ah cemiyet çözüldükçe,
Kendini fert fert satıyor.