ABDAL ZÖHRE'DEN OĞLU ABDAL TEHSİN'İN ÖLÜM HİKAYESİ

Ağam; Osmaniye’de gosu yerinde oturuyodug (top sahasında) needdig needmedig Tehsin’imi küsdürüverdig, Tehsin’im küsünce; hanimini de algeddi Gadirli sehrine.
Ağam daha bir ay bes ay geçmeden, acı habar tez yetisir demis atalarımız, bir de duyduk ki; sizden ırag ola ağam, Tehsin’im hastalanıvermis. Ağam, hasda olduğunu duyanaçaa ana yüree kele bunun burası dayanır mı? Yüreemin bası cass eddi!
Galan bir de bagdımıdı bizim güce esseg böörümün basında yem yeeliyodu, beriden öte nice derde hüllenirde adlarsam, bizim güce esseen semerinin gaslarından dudmusssum ağam, galan elime gırbacı aldım amma, vururkan vururkan Arablı, Yeeköy derken Hemitiye varmıssım ağam! Hemite körpüsünün üsdünden geçerken bir de bagdımıdı; bizim güce esseen partacının araları yaar olmus köpürmüs, gededemez oldug ağam! Bu demde günes sööle süzülmüs baddım batacaam diyo ağam. Galan orda Hemite körpüsünün direenin debeninde yornug verdig, sabaaça dünegledig ağam. Galan saabanan erkenden yekindig günesin annacıyınan barabarı Gadirli sehrine yetisdig ki abavv!
Yetisdig amma bir de ne göresin ağam, o daa gımı Tehsin’im sararmıs solmuus, sonbahar yarpaklarıımı olmus! Hayıfımı almag uçun önce geline çıkısdım:
“Bire olusbu bu Tehsin’ime heç mi biset yedirmedin? Heç mi bagmadın? Öldürmüssün guzumu, gâvır evraacı gımı edmissin, Allah’dan gorgmadıı sen? Bu yabdıın Allah’dan ırava mı?” dediidim, gelin ne dese beenin ağam?
“Aeee anama da bag, vallaa ana yalvardım yakaldım bir hafdadır bir lokmacıg olsun sokmadı!” deep eteenin altını ışarat ediyo olusbu, “Ana sen anasının bir de sen yalvar yakar hele bir biset yemiyeci mi?” dedi.
Galan ben yalvardım yakardım, üsdüne höördüm:
“Yavrum Teesin’im, ne yen, ne içen, esgi esgi sefteli olsa yen mi guzum?” dediidim.
“Hae ana esgi esgi sefteli olsa belki yerim.” dedi.
Galan güce essee bindim, Gadirli sehrinin halına vardıyıdım ne göresin ağam? Hahah her sefteli sööle sööle zumzug gumu, galan eesinden bir gasa sefteli secdim, güce esseen semerinin ortasına yerlesdirdim, Teesin’imin önüne getirib guydumudu, Teesin’im yekiniverdi, gabııyınan barabar daha yumadan yemiye basladı.
Su sefteli senin, su sefteli benim derken ağam, seftelileri culg culg yuddu. Tem otuz dokuz sefteliyi yedi de gırkıncı sefteliyi yerken Tehsin’im veeeeg eddi, isdifaa eddi, yediinin alıyanı çıkardı, bir mefe görmedi guzum, guluncunun üsdüne geddi, gözleri Hak’a dikildi! Yüream aazıma geldi, titirim diz diz eddi. Yaddıı yerden aarı:
“Anooo ana!” diyereg yalvarmıya başladı:
“Ana ben bu derdden ölmüye ölürüm, ııdamlıg maakumların bile son dilee gabıl olur, bu Atatürk’ün hasdalıından haralda ana.” dedi.
Baribenzer hasdalaada sahab çıkmıyo ağam.
“Baari ben ölmeden su Gadirli’nin sokaklarını bir gezdirin, gözüm açık geder yoosa ana.” dedi. Galan:
“Vay yarvım Teesin’im!” dedim amma geline:
“Dud gız olusbu su Teesin’imin ganadından.”
Bir ganadından o duddu, bir ganadından ben duddum, güce esseen semerinin ortasına yerlesdirdik. Usul usul, su sokak senin, bu sokak benim, su sokak senin bu sokak benim, derken ağam, Teesin’imi gezdiriyodug aaee bir de ne göresi? Aziriyel dedii meere; bizim Tekerek Halil Efendi’nin pempe gonaanın arkasında pusuduyamıs ağam.
Esseen üstünden aarı eziriyel, nice derde pençesiyinen Teesin’imin omuzunun basına goduydu, yerdee kömec otlarını üfeleddiriverdi keleğ.
Ağam gulaamızı verdig, birde bagdıg ki Teesin’imde ses solug galmamıs, esseen üsdünden assaa sıypındı yere yııldı. Birden meftee oldu. Meftee olduunu annıyan bir feryat figanınan vıykırıyo.
Gadirli’de bir gıyamad gobdu ağam! Gardası Necibe çıırdım galan:
“Neciiiib Necib! Bu ceneziye kim galdıracaag? Ne gamuyon var ne de cib...” dedim.
Acı habarı duyan seerddi, duyan seerddi, cenezenin basına. Herkes telesli telesli. Darabalar çekildi. Ee bes garayolu zankadaana durdu. Iradoolar birden ceneze marşına başladı. Aeee birde bagdımıdı göön yüzüne, bizim cumhur ireyisi, yanına basbakanı da almıs, aligodderinen bizzat tavziyetlerini bildirmek uçun Gadirli sehrine yetismisler.
Gadirli Gaymakamı:
“Bu millet telesli telesli neriye gediyo bööle? Darabalar nediin çekildi?” deenci hemen biri:
“Aeee gaymakam bee duymadın mı? Abdal Teesin size ömür mefaat eddi taman!” deenci Gadirli gaymakamının elindee dolma galem tarpadaa betona düsdü gırıldı ağam. Gaymakam bee de:
“Acımız böög ne gerekiyorsa yapılsın!” deen telimet verdi. Gırg gün gırg gece aadlar yagdı, acışdı.
Ağam, Teesin’imi tenesirin üsdüne gudular ki hahah her golları var sabdaamı upuzun, çam berdisiimi!
Göösündeeki gıllar ot tutamıımı, hele bir burnu var; tahra guvanıımı, boynunun uzunnuunu demiye heç gerek yok, dört zırzırı çıbıı gelir.
Ağam Cenaan Allah’ın cennedlig gulların bööle olurumus zaar, Teesin’im yundugca da aarıyo. (6 aydan bu yana yıykanmamış, kir loğlanırmış)
Ağam, Teesin’im beri benzer Eziriyel’e gulay gulay can vermezidi amma Eziriyel onu Tekerek Halil Efendi’nin pempe gonaanın arkasında pusnuunan avladı.
***

Bu gerçek hikayeyi bizzat kendilerinden duyup yazdım. Metinde “ş” harfleri yerine kasıtlı olarak “s” harfi kullanılmıştır. Çünkü onlar öyle kullanıyorlar: Telaşlı/telesli, şeftali/sefteli gibi. Olayı bir düğünde kirvelerin yanında çimin üstünde anlattığımda, beni pürdikkat dinlediler, edelerden biri yanındakinin dizine bir dürttü:
“Bu bizden mi leyyn?” dedi, o da:
“Yok leyyn!” diye cevap verdi. Laf bittikten sonra yanımdan geçerlerken biri bana cinaslı cinaslı bakarak:
- “Ağam bayaa da zehen verip öörenmissin ha!” dedi.

NOT: Hikayeyi Hacı Musa Tuncer’in ağzından dinlemek için bağlantıya tıklayabilirsiniz:
https://www.youtube.com/watch?v=JSAl-kdMXc4


Yorumlar - Yorum Yaz