Ey cematimüslimin Allah’ın bu günününe hamdolsun. Kaç haftadır cuma kılamıyorduk. Camilerin kapısı hâlâ kapalı. Maşallah havalar da güzel gidiyor, cumaları biraz böyle idare edeceğiz artık. Böyle bir alan bularak cuma kıldığımıza da ayrıca şükretmemiz gerekir. Aslında sol tarafa geçebilirdim ama hava çok sıcaktı hem de burası biraz mimberi andırdığından vaazı burada okumak zorundayım. Sakın içinizden “Hoca gölgeye geçmiş vaazı artık istediği kadar uzatır.” diye kendi kendinizle konuşarak namazı fesada vermeyin. Buraya merdivenle çıktım yine merdivenden ineceğim.
Sevgili din kardeşlerim! Cenabı Allah Bakara Suresi’nde (2/222): “Şüphesiz Allah tövbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.” buyurmaktadır. Açık havada ve bir parkta kaydırağa basarak cuma hutbesi okumamızın nedeni de koronadır. Bu ve benzeri hastalıklar için efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in “Bir yerde veba ve benzeri, herhangi bir bulaşıcı hastalık olduğunu işittiğiniz zaman, o yere girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde böyle bulaşıcı bir hastalık varsa, oradan da çıkıp kaçmayınız.” şeklindeki hadis-i şerifinin önemini Tramp bile keşfederek bilboardlarda paylaştığına göre ben de bugün bu konu üzerinde biraz durmak istiyorum.
Maşallah gördüğüm kadarıyla cemaatimiz maskelerini nizami şekilde takmış sosyal mesafeye uyduğunuza göre burada size söyleyecek fazla sözüm yok ama asıl sözlerimin geçerliliği cumadan sonra başlayacağından söylediklerimi can kulağıyla dinlemenizi rica ederim. Ben hutbeye çıktığımda yanınızda yönünüzde uyuyanlar varsa onları dirseğinizle dürtme imkanınız olmadığını biliyorum. Onun için hep birlikte bir ayağa kalkalım sonra oturalım lütfen.
Ha bak bu fikir güzel oldu, uyuklayanlar kendine geldi. Sözlerimin başında Tramp gavurunun bile imana geldiğini bilboardları efendimizin hadisiyle doldurduğunu söylemiştim. Bu ne demeye gelir bilir misiniz ey cemaat? Bu artık ben gavurluğu bırakıyorum bundan sonra Müslümanlar gibi yaşayacağım demeye gelir. Siz de durumdan vazife çıkarınız, bu Amerikan gavurunun bile aklı başına gelmiş.
Biz anadan doğma Müslümanız. “Kamyondan bozma Müslüman gelip bizi geçecek mi?” diye içinizden homurdandığınızı duyuyorum. Artık hem sokağa çıkma hem de şehirler arası seyahat kısıtlaması kaldırıldı. Gaza gelip de çoluk çocuk cümbür cemaat arabaya dolup gezmeye gitmeyin. Çarşı pazar dolaşarak evde kaldığınız günlerin acısını çıkarmaya çalışmayın. Hasretten cayır cayır yanan yüreğinizi, sarılarak öpüşerek soğutmaya çalışmayın. Özellikle damarında kan çağıldayan gençler “Bize bir şey olmaz.” deyip büyüklerin ellerini öpmeyin, büyükler de küçüklerin gözlerinden öpmesin.
Ey cemaat, bu günler de gelip geçecek biraz daha sabırlı olalım, işimiz olmadığı müddetçe ağzı açık ayran budalaları gibi sokaklarda, parklarda dolaşmayalım! Devlet yetkililerinin önerilerini dikkate alalım, onların kafasını bozmayalım. Hele reisin kafasının tasını attırdınız mı ağzından çıkacak bir kelime ile hepinizi evin içine tıkar haberiniz olsun. El Fatiha!