Davasını kaybetmiş kıl kuyruktan
Ne bey olur ne paşa ayrıl da gel
Ağacın muradı olmaz ayrıktan
Ne dut olur ne meşe, ayrıl da gel
Dünkü beyaza bugün kara diyen
Hırs ile kükreyip bu sara diyen
Eskide kaldı artık töre diyen
Dine de söver haşa, ayrıl da gel
El etek öpüp gemi yüzdüreni
Mazlumu görüp surat azdıranı
Gönül mahyasına dert yazdıranı
Kabul etmez bir köşe, ayrıl da gel
Paradan gayrısına aşk beslemez
Menfaatsiz işlere dil süslemez
Madensiz dağlara omuz yaslamaz
Yemek değil ki pişe, ayrıl da gel
Her mecliste bellidir seciyesi
Konuştukça azalır seviyesi
Kurnazlıkla doludur saniyesi
Kim bilir kime maşa, ayrıl da gel
Adam olan söz ehlidir, onda yok
An gelir çeker kılıcı, kında yok
Yolda yok, seferde yok, akında yok
Kaçması koşa koşa, ayrıl da gel