Oğul dedi anam bir kız buldum ki
Padişahın altın kupası gibi.
Biraz nazlı amma, meraklanma sen
Anası gönlünü yapası gibi.
Sanırsın ikizi gökteki ayın
Meğer komşusuymuş bizim Nuray’ın
Emin ol ki oğlum Türkan Şoray’ın
Sanki bir çift elmas küpesi gibi.
Geldi kız evinden olumlu haber
Düştük yola anam ile beraber
Evlerine vardık acayip bir yer
Tıpkı Sağmalcılar Mapusu gibi.
Kızı gördüm, dedim eyvah neylesem
Neylesem de şu anamı eylesem
Bir suratı var ki nasıl söylesem
Torosların kuzey cephesi gibi.
Anası da öğündükçe öğündü
Bizimkisi sessizliğe büründü
Bir esnedi küçük dili göründü
Şarap şişesinin tıpası gibi.
Dedim ana bu ne hikmet bu ne iş
Ağzında bir sakız, getirir geviş
Fırlamış dışarı önden iki diş
Aynı bir Darende çapası gibi.
Güya saçlarını topuz yaptırmış
Üzerine parlatıcı septirmiş
Ne bulduysa boğazına deptirmiş
Karnı olmuş Şahin Tepesi gibi.
Oğul, kız dediğin diri olmalı
Yiğidin yanında yeri olmalı
Ufak tefek neymiş iri olmalı
Bizim eski evin tapusu gibi.
Hep ona çalışmış şehrin büfesi
Tartmaz hiçbir terazinin kefesi
Fosur fosur fosurduyor nefesi
Fidel Kastıro’nun piposu gibi.
Bir hali var gören sanır deli var
Bir buçuk metreye yakın beli var
Ağzına sığmıyor bir de dili var
Haşlanmış ısırgan lapası gibi.
Dedim ana bu ne kara bir gündür
“Sus lan dedi, öyle ise sürün dur!”
Boynuma sarılsa beni öldürür
Baksana bir saray kapusu gibi.
Kir pasak içinde eli ayağı
Aklamaz, getirsem Kızılırmak’ı
Yüzüklü müzüklü her bir parmağı
Tıpkı bir kaynana sopası gibi.
Bin maşallah boyu kadar eni var
Siyahlardan daha siyah teni var
Burnunun dibinde bir de beni var
Aynı kedilerin pipisi gibi.
Anası der, kızım güldür, solmasın
Verdim gitti, aman kimse duymasın
Bir karnı var mübalağa olmasın
Sanki kışlık erzak deposu gibi.
Kahyaoğlu ateş düştü özüme
Anam der ki kızım girdin gözüme
Bana döndü ne bakarsın yüzüme
Ölmüş boz eşşeğin sıpası gibi.