BAL DERLER BİZDE
Hamarata, cabbar, şaşkına uluk,
Düzenliye dilber, düşküne yoluk,
Küçük ormanlığa çal derler bizde.
Patatese kümpür, elmaya alma,
Havuca pürçüklü, temele dolma,
Lahanaya kelem, ekine yolma,
Hatmi çiçeğine gül derler bizde.
Çatkıya saç bağı, örgüye belik,
Yazmaya yemeni, patiğe kelik,
Duvarda açılan oyuğa delik,
Patika çıraya yol derler bizde.
Çekirdek avare, karpuza bostan,
Başörtüye şarpa, elbise fistan,
Güftelere ağıt, şiire destan,
Goyver de ününü, sal derler bizde.
Sundurmaya hayat, salona sofa,
Huzura akıbet, sefaya safa,
İpekliye bala, kaşmire çufa,
Tatlı konuşana, bal derler bizde.
Kümese kuytuluk, bacaya pece,
Hal hatır sormaya, derler ki nice,
Bugün dünden hallıcayım epeyce,
Garip salacaya, sal derler bizde.
Küçük dağa yamaç, koyağa kaklık,
Esmere pek kara, beyaza aklık,
Fukaraya miskin, obeze kıtlık,
Kırk bakla atmaya fal derler bizde.
Bileziğe cebe, topuza burma,
Çeşmeye subaşı, musluğa gurna,
Kekliğe kınalı, güzele durna,
Köçek oyununa zil derler bizde.
Çamaşıra köynek, gömleğe işlik,
Ön oda baharlık, dip oda kışlık,
Bebeye takılan önlüğe döşlük,
Bebek salyasına sel derler bizde.
Yıkanmaya çimme, nuzüle inme,
Özgürlüğe efe, korkuya sinme,
Hastaya marazlı, fersize dinme,
Dolaşan ağrıya yel derler bizde.
Nişliyon burada, vaa kele bacı,
Gara yel esiyo soğuk bek acı,
Karıştır macunu getir ilacı,
Telefon etmeye tel derler bizde.
Sahana kırpıklı, tepsiye sini,
Örgü ilmeğinde, say derler tini,
İriye alamet, ufağa mini,
Dibe çökmüş kile mil derler bizde.
Kol ağzına kolçak, içliğe delme,
Boz çuvala artmak, tahıla silme,
Düğüme karanlık, çözüme bilme,
Ekmeği fakire böl derler bizde.
Köpeğe het derler, tavuğa kış kış,
Hitabet yerine, derler ki hiş hiş,
Nazlıdır bazısı çekerler pış pış,
Tepesiz horoza kel derler bizde.
Yüksek yere tümsek, çukura dere,
Öz tarlaya çayır, çayıra mere,
Yaniye, elleham, herhalde bire,
Hafifçe yokuşa bel derler bizde.
Ayakkabı papuç, palto sakoo,
Rüştü’ye Ürüştü, Fakı Fakoo,
Rauf’a Irayıf, Hakkı Hakoo,
Kandan olmayana el derler bizde.
Bordo, fesirengi, eflatuna mor,
Nar ateşe alaf, sönmüşüne kor,
Çökelek ak katık, kel peynire lor,
Koyu kırmızıya al derler bizde.
Şehlaya şeşi beş, elaya çakır,
Yuvarlağa sitil, yayvana bakır,
Hamur leğeni teş, zayıf tam takır,
Geçmeyen paraya pul derler bizde.
Yeni dünya döngel, hafifse yengel,
Biraz godamansa çağırır sen gel,
Kafa bozulursa, tanımaz engel,
Tedirgin insana kıl derler bizde.
Ruha uruf derler selviye selbi,
İkramda bulunan, der hele gel bi,
Al kuzum bi yudum, tat şunu al bi,
İri yapılıya fil derler bizde.
İç başörtü erbi, dış örtü keten,
Hatice’ye Haçce, Fatma’ya Faten,
Bilgindir toplumun nabzını tutan,
Biraz saf olana, mal derler bizde.
Yüreğim ağzımda, halım nolacak,
Hele bi yol söyle, böyle mi olcak,
Sıracalı yere kök mü salacak,
Kapat defterini, sil derler bizde.
Nişanlı yavuklu, severse havas,
Semizse pek acar, şişman güzel, has,
Düğün şenlik, muraz, matem kara yas,
Yatışan acıya, kül derler bizde.
Al başa sarılır aynalı tozak,
Gurbete gidene, derler pek uzak,
Kenevire kendir, haşhaşa kozak,
Gelin duvağına tül derler bizde.
Kıyafete kisbet, Salih’e Zali,
Sessize avanak, bilmişe deli,
Ham kavuna kelek, kaysı zerdeli,
Konuşamayana lal derler bizde.
Hoşlanmam yerine hazetmem derler,
Çocuğu, çoluğu, içten severler,
Kına gecesinde gelin överler,
Eski kıyafete çul derler bizde.
Kandile idare, lambaya ışık,
Meczuba divane, garibe aşık,
Kevgire ilistir, kaşığa gaşık,
Uzak akrabaya el derler bizde.
Uçağa teyyare, diğrene dirgen,
Yüklüğe örtülü, kaplığa sergen,
Hamileye yüklü, bekara ergen,
Hakiki libasa şal derler bizde.
Sapsız testi bocut, bardağa kupa,
Köşe yere bucak, ücraya sapa,
Kır merkebe eşek, yavruya sıpa,
Ebe yumurtaya, fol derler bizde.
Geçen yıla bıldır, hatıla yunnak,
Otobüs tomafil, güvece çanak,
İki katlı eve, şaşalı gonak,
Nilüfer ismine nil derler bizde.
Sahana kırpıklı, tavaya dığan,
Dığana kuyruklu, kap kacak sahan,
Çil yavrusu civciv, şahine doğan,
Yağmur baskınına sel derler bize.
Tezgahı kurarlar, ıstar başına,
Model dizdirirler kara döşeme,
Ağıtlar söylenir gelin eşeme,
Candan bezdirmeye yıl derler bizde.
Sözlükçe:
Dam başı: Çatı.
Duluk: Evin dışında bir köşe.
Yoluk: Dağınık Pejmürde.
Dolma: Bina yapmak için atılan temel.
Yolma: Ekinin tarladan toplanışı.
Çatkı: Saçın birçok örülmüş beliklerini birbirine bağlayan saçbağı.
Kelik: Bebek ayakkabısı.
Delik: Eski evlerde dolap yerine kullanılan duvardaki oyuk.
Göyver: Sesini gittiği yere kadar salmak.
Kuytuluk: Açık alanda baca vazifesi gören yer.
Topuz: Topuz burmalı gümüş bilezik.
Nişliyon: Ne yapıyorsun.
Galan: Bir hitap şekli.
Kırpıklı: Bir tür sahan.
Kil: Eskiden çamaşır yıkarken kullanılan bir madde.
Kolçak: Kirlenmesini önlemek için kol ağzına takılan bir parça.
Delme: Çamaşırın üstüne kıyafetin içine giyilen küçük bir giyecek.
Sıracalı: Hastalıklı, marazlı.
Acar: İri yarı.
Muraz: Murat almak.
Yıl: Yılmak, candan bezmek.
Tozak: Gelin başına sarılan duvak.
NOT:Burada kaleme aldığım sözcükler kırk yıl ve daha önceki yıllara aittir, sözcüklerin ana kaynağı Emirdağ, Gömü, Yüreğil ve Bağlıca’dır. Esas olarak Emirdağ ve çevresini kapsar.
İki binli yıllarda tüm Türkiye’de olduğu gibi benim yöremde de oldukça güzel Türkçe konuşuluyor. Ben, bir şair olarak belleğimde kalan yöre dilimizi gelecek nesillere bilgi olsun diye şiirleştirdim.
Yorumlar -
Yorum Yaz