Âşık Kılıçtar:
Gel seninle açık oturum yapak
Kim vezir kim rezil görenler görsün
Koyayım önüne tencere tabak
Ham nala hem mıha vuranlar vursun
Âşık Recep:
Daran ne safin ne tartıl göreyim
Kim varsa arkanda duranlar dursun
Sırtın yere göbek güne sereyim
Davul derisini gerenler gersin
Âşık Kılıçtar:
Safim de daram da şükür yerinde
Senin gibi kulaç vurmam derinde
Fırsat ele geçer günün birinde
Aklını boş yere yoranlar yorsun
Âşık Recep:
Safine darana kuzu keserim
Soyduğum derine peynir basarım
Uyluğunu bir çengele asarım
Uzaktan yakından görenler görsün
Âşık Kılıçtar:
Koca başbakanı kurban eyledin
Acını unuttun şarkı söyledin
Babacan, Ahmed'i Gül'ü neyledin
Koltuğunda sefa sürenler sürsün
Âşık Recep:
Deniz’i kuruttun Önder’i yedin
Bir türlü doymadın karnım aç dedin
Kapında aslanın evinde kedin
Varsın defterini dürenler dürsün
Âşık Kılıçtar:
Çuvaldızla deşeleme yaramı
Kendim yaktım karanlıkta çıramı
Dostlarımla açamazsın aramı
Ortamı boş yere gerenler gersin
Âşık Recep:
Kırdığın cevizler sekseni buldu
Koltuğa göz diken koltuktan oldu
Dünyada ettiğin yanında kaldı
Taş atıp başını yaranlar yarsın
Âşık Kılıçtar:
Kaç oyun oynadın kaç oyun yazdın
Kaç kişi kurtardın kaç mezar kazdın
Kaç muska yazdırdın kaç büyü bozdun
Sözün doğrusunu yerenler yersin
Âşık Recep:
Kafanda kırk tilki kümes arıyor
Attığın taş kendi başın yarıyor
Yalanların bazen işe yarıyor
Kızalay’da sucuk verenler versin
Âşık Kılıçtar:
Ankara’lı Mansur ayarı verdi
Ardından Ekrem’im iyice gerdi
Hele boyun aştı Devlet’in derdi
Varsa aklı fikri erenler ersin
Âşık Recep:
Er kişi verdiği sözünden caymaz
Yenilen pehlivan güreşe doymaz
Kumpas çetesinin aklına uymaz
Haber sal kâğıdı karanlar karsın
Âşık Kılıçtar:
Laflarını sağda solda saçarsın
Gel dedikçe ekranlardan kaçarsın
Üç dört yıldır tek kanatla uçarsın
Hakkını avcuna verenler versin
Âşık Recep:
Lafı sen edersin ben derim sözü
Küle dokunmayan tutamaz közü
Tosun diye gezdirirsin öküzü
Baytarlığı bilmem buranlar bursun
Âşık Kılıçtar:
Gel Kılıçtar gönlünü ver halkına
Sırt sırta verelim ülke kalkına
İhtiyacın yok hocadan talkına
Dünya işlerini soran sorana
Âşık Recep:
Âşık Recep sözü salma yabana
Hem tavana söyle hem de tabana
Gün gelir tende kuş düşer kapana
Toprağın bağrına giren girene