I.
İşte davamız, işte belgeler
Yılışıktır, yüzsüzdür nâm-ı diğer
Yüzüne tükürsen tarihte eğer
O ki pişkindir, “Yarabbi şükür!” der.
II.
Davamız, yolumuz bellidir; işimiz, gücümüz çoktur,
Bilmez ki yalanlara, palavralara karnımız toktur,
Utanmaz, arlanmaz; başkasının emeğine çöreklenir
O ki yılışıktır, pişkindir, yüzünde meymenet yoktur.
III.
Ali, Veli, mümin ve cümle müminat,
Varmış kasabada, köyde tam üç kör adam
Sen bir ömür iyilik yap, denize at
Sonunda çıkmış üçü de nânkör adam.
IV.
Sanırsın leventtir, sanırsın yiğittir, yamandır,
Sanırsın pür u pak, nâm-ı diğer Usman’dır,
Sahte evrak hazırlar, kadıya sunar
Düşünmez ki mahşerde hali tozdur, dumandır.
V.
Akıllı mı, deli mi, saf mı, salak mıdır?
Dürüstlükten bîhaber, karga mıdır, çaylak mıdır?
Urumeli aydınları, yazarları adına ahkâm keser
Rezillikte diz boyudur, bay ahmak mıdır?
VI.
Gündüz güneş olsa şiiri, gece ay olsa ne olur?
Her kitabı, her dergisi büyük olay olsa ne olur?
“Adam” değil, “insan” değil; müfteriyse o kişi eğer
Kibirli “çavuş” olsa ne olur, subay olsa ne olur?