EVLİLİK PROGRAMI-III (Final)

Meral Kefal: Efendim merhabalar, en güzel günler sizlerin olsun. Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın. Bahtınız, kısmetiniz hep açık olsun. Bugün de konuklarımızın talipleri var. Yeşim, Serkan’ı ailesiyle tanıştırmış, evlilik yolunda ilerliyorlarmış. Haydi hayırlısı diyelim. Konuklarıma bakıyorum, Ayça’yı,  İlker’i, Gülten’i ve Erdinç’i göremiyorum. Neredeler acaba?

Selim: Abla müsaade edersen ben açıklayayım.

Meral Kefal: Tabii Selimciğim.

Selim: Biz Ayça ile ajanstan geliyoruz. Ajanslar farklı ama yine de birbirimizi tanırız. Daha önce Ayça’yla Doktorlar dizisinde oynadık. Ben paramı günlük olarak alıyorum. Ayça’ya televizyondan alacaksın demişler, buradakiler de ajanstan alacaksın demişler. Geçen programda kendisi size söylemişti zaten, böyle olacaksa bir daha gelmem diye. O artık, Z TV’de Ümit Kaplan ve Nurgül Kaşlı’nın sunduğu Everelim Gel programına çıkacak.

Meral Kefal: Üç kuruş para için konuğumu başka kanal kaptı. Ay deli olacağım! Kim bakıyor bu işlere? Selim sana da aşk olsun. İnsan hasta der, bir şey der. Canlı yayında söylenecek şey mi bu?

Selim: Abla biliyorsun Açıkkara TV’nin özelliği bu. İnsanın aklından geçeni okuyorlar. Ben yalan söylemek istesem de yapamıyorum.

Meral Kefal: Erdinç nerede, atandı mı yoksa?

Selim: O da ücretli öğretmenliğe başlayacakmış, gitti.

Meral Kefal: Gülten?

Selim: O da Nevşehir’de çekilen bir dizide küçük bir ol kapmış, gitti.

Meral Kefal: İlker’i de göremiyorum.

Selim: Ondan haberim yok.

Meral Kefal: Bir dakika Selimciğim. Rejiden bilgi veriyorlar. Maalesef İlker, rejideki arkadaşlarımızdan yarın, öbür vereceğim diyerek borç para toplamış. Telefonlara çıkmıyormuş. Dolandırıldık diyorlar.

Meral Kefal: Ay tamam! Aliye nerde Aliye?

Aliye: Buradayım abla. Ama bak söylüyorum. Yine dizilerimi izleyemedim. Programdan sonra eve gideceğim ben.

Meral Kefal: Gel sen buraya Aliyeciğim. Kısmetin var. Belki kocanın evinde izlersin dizilerini bundan sonra.

Aliye: Geliyorum hemen.

Meral Kefal: Paravan insin. Alkışlarla Niyazi Bey geliyor. Hoş geldiniz Niyazi Bey.

Niyazi: Hoş bulduk Meral Hanım.

Meral Kefal: Kendinizden bahseder misiniz?

Niyazi: Ben emekliyim. Evim, arabam var, karım yok.

Meral Kefal: Daha önce evlilik yaptınız mı?

Niyazi: Yaptım. Eşim sizlere ömür.

Meral Kefal: Başınız sağ olsun. Sizi Aliye ile baş başa bırakayım. Birbirinize sormak istediğiniz bir şey varsa sorun.

Aliye: Niyazi Bey, Gönül Ferman Dinlemez dizisinin dünkü bölümünü izlediniz mi?

Niyazi: Ben dün Karataş’ı izledim.

Aliye: O dizi hangi kanalda, aşk dizisi mi?

Niyazi: Karataş dini program Aliye Hanım.

Aliye: Dizi olsaydı keşke.

Niyazi: Ev işlerinde titiz misin Aliye Hanım, tertibi düzeni sever misin?

Aliye: Ev işlerini hep annem yapar.

Niyazi: Yemek falan?

Aliye: Mutfağın kokusuna hiç dayanamam. Yemekleri annem yapar.

Niyazi: Peki kısmet olur da izdivaç yaparsak yemekleri, ev işlerini kim yapacak?

Aliye: Ne bileyim ben ya!

Niyazi: Çamaşır, bulaşık, ütü işlerini de mi anneniz yapar?

Aliye: Yani.

Niyazi: Temizlik?

Aliye: Annem bana söylene söylene yapar. Kalk şuradan oranı buranı devirip durma der.

Niyazi: Babanız ne iş yapar?

Aliye: Babam öleli 20 sene oldu.

Meral Kefal: İsterseniz paravanı açalım. Alkışlarınızla.

Aliye: Bu ne be mezardan mı çıktın geldin sen amca?

Niyazi: Ayıp oluyor Aliye Hanım.

Aliye: Asıl sana ayıp. Kaç yaşında adamsın benim gibi 38 yaşında bir kıza talip olmaya utanmıyor musun?

Meral Kefal: Galiba elektrik alamadın Niyazi Bey’den Aliye?

Aliye: Ne elektriği ne suyu Meral Hanım! Bu adam ölmüş, gitsin hangi mezardan kalkıp geldiyse oraya yatsın. Zebaniler fıldır fıldır onu arıyorlardır şimdi.

Meral Kefal: Niyazi Bey, sizin için üzgünüm.

Niyazi: Meral Hanım, Aliye Hanım’dan ben de elektrik alamadım. Dediği gibi yaş farkımız da var. Ben mümkünse Aliye Hanım’ın annesine talip olmak isterim. Anlattığı kadarıyla tam bana göre bir eş. Elinden her iş geliyor.

Meral Kefal: Ay üstüme iyilik sağlık. Hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştım. Kime niyet kime kısmet dedikleri bu olsa gerek. Aliye sen ne diyorsun bu işe?

Aliye: Anneannem sağ olsaydı da ona talip olsaydı daha iyiydi ama neyse.

Meral Kefal: Niyazi Bey, sizi arka tarafa alayım ben. Programdan sonra senin için Aliye Hanım’ın annesini arayacağım. Görüşmek isterse görüştürürüm seninle.

Niyazi: Sağ ol kızım. Ben dışarıda bekleyeyim.

Aliye: Aramanıza gerek yok, ben gidiyorum. Gelmek isterse yollarım.

Meral Kefal: Nereye Aliye?

Aliye: Akşama Son Kurşun var, bu bölümü kaçıramam.

Meral Kefal: Aaa aa ne görüyorum! Müfit Dede ve Emel Hanım el ele tutuşmuş.

Emel Hanım: Biraz ani oldu ama eli boş gitmek istemiyorum programdan.

Müfit Dede: Nikâha bekliyorum Meral Hanım. Şöyle karşılıklı göbek atarız.

Meral Kefal: İnşallah Müfit Dede. Emel, talibimin bir ayağı çukurda olsun diyordun. Müfit Dede için “Bunda ölecek göz yok.” diyordun hatta. Yanlış mı hatırlıyorum?

Emel Hanım: Sen bunun böyle göründüğüne bakma Meral Hanım, gidici bu gidici.

Meral Kefal: Oynayacağım diyor ayol.

Emel Hanım: Mezarda oynar anca o.

Meral Kefal: Ne diyelim, Allah mesut etsin. Selim bir sen kaldın.

Selim: Yanılıyorsun Meral Abla bir de sen kaldın.

Meral Kefal: O ne demek Selim?

Selim: Karşılıklı bir çay içerken konuşalım istersen.

Meral Kefal: Senin sevgilin yok muydu ayol?

Selim: Ayrıldık. Beni Yeşim’den kıskandı. Ben de zaten ayrılmak istiyordum. Kabul edersen sana talibim Meral.

Meral Kefal: Yok artık. Yaş farklı var aramızda.

Selim: Aşkın yaşı yoktur Meral. Bana bir şans ver.

Meral Kefal: Peki programı kapatalım. Bir çay içelim bakalım. Alkışlarınızla.


Yorumlar - Yorum Yaz