MERAL KEFAL: Günaydınlar sevgili izleyiciler. Evlenmek İstiyorum programından herkese merhaba. Bugün yine dopdolu bir programla karşınızdayız. Konuklarımız taliplerini bekliyor. Ayçacım nasılsın?
AYÇA: Meral Abla, biliyorsun ben ajanstan geliyorum. Anlaşırken bana para günlük verilecek dediler. Geçen programda para veren olmadı. Ajansta Tolga Abi var, onu aradım, ödemeyi kanal yapacak dedi. Burada birkaç kişiye sordum. Ödemeyi sizi gönderen ajans yapacak, biz oraya öderiz diyor. Yani ödeme böyle sıkıntılı olacaksa ben başka programa giderim haberin olsun.
MERAL KEFAL: Ablacığım bu konuları kameraların önünde konuşmayalım lütfen.
AYÇA: Ama abla?
MERAL KEFAL: Ayça’dan alalım mikrofonu. Aliye senden ne haber?
ALİYE: İyilik Meral Abla. Yalnız otelde Aşkın Gözü Kör dizisinin son bölümünü izleyemedim. Oda arkadaşım ışıkta uyuyamıyorum diye televizyon açtırmadı bana. Ben dizilerimi izleyemezsem yaşayamam. Meraktan çatlayacağım. Kemal’le Meltem bu bölümde kavuştular mı kavuşamadılar mı? Sen izledin mi abla?
MERAL KEFAL: Yok, Aliyeciğim ben o diziyi izlemiyorum.
ALİYE: Annem izlemiştir kesin. Onu da arayamadım ki, apar topar stüdyoya geldik. Abla bu her gün böyle olacaksa ben annemin evine giderim.
MERAL KEFFAL: Arkadaşlar ilgilenir Aliyeciğim. Erdinç sen neler yaptın görüşmeyeli?
ERDİNÇ: Abla KPSS’ye hazırlanıyorum demiştim. Otelde zamanım çok iyi geçti. Tarih, coğrafya, matematikten 100’er soru çözdüm. Eğitim bilimlerinden konu tekrarı yaptım. Bugün de bir deneme çözeyim, sonra da konu tekrarı yapayım diyorum. Hayatımdan çok memnunum.
MERAL KEFAL: Müfit Dede senden ne haber?
MÜFİT: Bomba gibiyim Meralciğim. Yerimde duramıyorum.
MERAL KEFAL: Oynak bir şeyler çalsın mı orkestramız? Ne dersin Müfit Dede?
MÜFİT: Çalsın çalsın.
MERAL KEFAL: Oooh maşallah Müfit Dede. Oh oh çatlasın düşmanlar. Müfit Dede’yi alkışlarla yerine uğurluyoruz. Ve sahneye Yeşim’i alıyoruz. Yeşim’in bir talibi var.
YEŞİM: Ay gerçekten mi? Çok heyecanlandım.
MERAL KEFAL: Paravanı indiriyoruz ve alkışlarla Yeşim’in talibi Serkan Bey’i buraya alıyoruz.
YEŞİM: Kalbim duracak.
MERAL KEFAL: Yeşimciğim belki de aradığın aşk hemen yanı başında. Ne hissediyorsun?
YEŞİM: Çok heyecanlıyım.
MERAL KEFAL: Serkan sen ne hissediyorsun?
SERKAN: Abla Yeşim Hanım’ı televizyonda gördüm beğendim. Buraya çıkmaya karar verdim. Asgari ücretli diye kimse bana kızını vermiyor. Şansımı burada deneyeyim diyorum. Yeşim, aşk arıyor. Belki bir ihtimal bana âşık olur. Aşkın gözü kördür demişler, asgari ücretli olduğuma bakmaz, bana varıır.
MERAL KEFAL: Biraz tanıtır mısın kendini?
SERKAN: Ben tekstil fabrikasında işçiyim. 25 yaşındayım. Hiç evlenmedim.
MERAL KEFAL: Evin, araban var mı Serkan?
SERKAN: Ne evi, ne arabası abla! Biz ay sonunu zor getiriyoruz. Çulsuzun biriyim ben. Sefalet paçamdan akıyor.
MERAL KEFAL: Yeşim, Serkan’a bir “merhaba” demek ister misin?
YEŞİM: Serkan Bey merhaba.
SERKAN: Merhaba Yeşim Hanım.
YEŞİM: Hobileriniz nelerdir?
SERKAN: Ben pazar hariç her gün çalışıyorum. Pazar günü de en sevdiğim hobim uyumak. Uyandırmasalar, ertesi güne kadar uyurum.
YEŞİM: Ne tür müzikler dinlersiniz?
SERKAN: İş yerinde Ankara havaları dinliyoruz.
YEŞİM: Bana şiirler yazar mısınız?
SERKAN: Ne şiiri yahu? Şiir miir yazamam. Asgari ücretle geçinebilir misin sen onu söyle?
YEŞİM: Peki, eşinize küçük sürprizler yapar mısınız?
SERKAN: Yaparım. Sen mesela para istersin, cebimden yüksek bir meblağ çıkacak sanırsın. Ben “Yok” derim. Sana bir sürpriz olur.
YEŞİM: Birlikte sinemaya gidip el ele film seyreder miyiz?
SERKAN: Bir film bize mısırıyla, suyuyla 50 kâğıda patlar. Sinema konusunda bir şey diyemem ama evde televizyon izleriz, söz.
YEŞİM: Sizin için aşk nedir?
SERKAN: Bu da takmış aşka. Evlenince aşkı mı pişirip yiyeceğiz?
YEŞİM: Peki birlikte yürüyüşe çıkar mıyız?
SERKAN: Ben devamlı yürüyorum zaten. Senle de yürürüz. Arabam yok, otobüse, dolmuşa para vermeye gerek yok. En güzeli yürümek. Yürürüz.
YEŞİM: Eve elinizde çiçekle gelir misiniz?
SERKAN: Çiçekle gelmem belki ama pazar poşetleriyle gelirim.
YEŞİM: Romantik birisi misiniz?
SERKAN: Onun gibi bir şeyim. Arkadaşlarım beni ormantik bulurlar.
YEŞİM: Meral Hanım paravanı açabilir miyiz? Ben Serkan Bey’den çok hoşlandım.
MERAL KEFAL: Konuklarımızdan birkaç yorum alalım. Emel?
EMEL: Yeşimciğim ben tecrübelerime dayanarak söylüyorum. Bu Serkan çulsuzun birine benziyor. Boş ver. Sana abla nasihati, koca dediğin zengin ve yaşlı olacak.
İLKER: Serkan kazmanın tekine benziyor. Ama gönül bu belli olmaz.
SELİM: Serkan’ım sen bunun makyajına bile para yetiştiremezsin. Yarın Yeşim tuz der, senin bir tarafların cız der.
MERAL KEFAL: Açalım mı paravanı? Alkışlarla açıyoruz.
YEŞİM: Merhaba.
SERKAN: Merhaba
YEŞİM: Nasılsınız?
SERKAN: İyiyim, teşekkür ederim. Siz nasılsınız?
YEŞİM: Ben de iyiyim.
MERAL KEFAL: Yeşimciğim bir çay içmek ister misin?
YEŞİM: Neden olmasın?
SERKAN: Çay kaç para burada?
MERAL KEFAL: Çaylar bizden Serkancığım.
SERKAN: İyi o zaman, birkaç bardak içerim.
MERAL KEFAL: Alkışlarla uğurluyoruz konuklarımızı.