DARYEREKONDAN KAÇIŞ -Yurtlak

Sabah gökyüzünün karnını gerdiği vakitte tellallar, var kuvvetleriyle erik çomaklarını gergin öküz derisine vurarak ortalığı velveleye veriyorlardı. Uzaklardan tok bir ses: “Bugün kuşluk vakti alageyik çayırında oba beyimiz, soyumuzun soylusu, boyumuzun en boylusu beyler beyi Bunsug Tigin, kıza, kızana, toraşana, toramana, yiğide, anti yiğide ve karabudundan kendini çeri yerine koyan herkese uzun bir tirad okuyacaktır. Duyduk duymadık demeyin, biraz acı soğan yiyebilirsiniz ama sakın sarımsak yiyip bu güzel havayı bozarak Bunsug Tigin’in börkünü kafasından attırmayın!”
Boydak sırtını iri bir meşeye vermiş elindeki çakıyla dişbudaktan düzgün ve pürüzsüz bir kolu, yay için yontuyordu. Yontar ise gerisini sesin geldiği tarafa devirmiş horuldayarak uykunun kollarında yatıyordu. Çağrı müteaddit kerrat tekrarlanınca Boydak işkillendi. İçinden: “Ulan çoktan beri Bunsug Tigin halkı galeyana getirerek bir araya toplamamıştı. Bizans’tan bir çaşıt mı yakalandı, Aristo’nun felsefesi Zamçakçaya mı çevrildi? Mühim bir olay olmasa sabahın köründe bu langırtı olmazdı. Yontar ağamı uyandırsam mı netsem? Uyandırmasam bir sürü laga luga, uyandırsam ne diye uyandırdın demez mi?Der dinime kitabıma. Uyandırayım anasını satayım!” dedi. Boydak, Yontar’a şöyle seslendi:
-“Yontar ağam, Yontar ağam hele uyan, hele uyan, ortalık toz duman.!
Yontar tilki uykusuna yatmış, olandan bitenden habersiz bir tavırla börkünü yüzünden kaldırarak:
-“Ne bağırıyon lan dümbelek kulağımın dibinde?” diye karşılık verdi. Boydak:
-“Ağam Bunsug Tigin’in tellalları bas bas bağırıyor iki saattir.” dedi. Yontar:
-“Sabahtan beri niye uyandırmadın öyleyse zamzalak!” diye çıkıştı. Boydak:
-“Ağam senin horultundan tellalların bağırtısını ancak duyabildim.” dedi. Yontar:
-“Hadi ordan sümsük! İftira atma horlamanın nereden geldiğini duymuyorsun bir de konuşuyorsun. Neyse senle niye tartışıyorum, de haydi gidek.” deyip meydana doğru Boydak’la yürümeye başladı. Yontar ve Boydak, Çandırıpörtlek çayırının ulortasına kurulan bey otağına yaklaştıklarında Bunsug Tigin söylevine çoktan başlamıştı:
“Ey Daryerekon yurdunun soylu yiğitleri, noyanlarım, tarkanlarım, dev orsolarım! Acun hızla değişip dururken biz Çin imparatoriçesi Çing Li’nin kotu kadar bir yere sıkışıp kaldığımız gibi enformasyonumuz da zayıfladı. Daryerekon, budunlararası yayın yapan hiçbir posta güvercininin kapsama alanında değil. Budunsal cerideler bile haftada bir geliyor. O da Kutsal Köstü’nün göğüs kabartan çabaları sayesinde. Örneğin mesela Bizans Kraliçesi Avadoksiya’nın göbeğine yakın bir yerde beni varmış, bunu daha yeni öğrendik. Amma velakin göbekle ben arası kaç parmak mesafede bunu bile bilmiyoruz. Yontar’ı ve arkadaşlarını bu ve buna benzer mühim meselelerden haberdar olabilmek ve obamızı muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için Bizans’a çaşıt olarak göndermeye karar verdim. Mevzuyu anladığınızı sanıyorum, koskoca Bunsun Tigin, Avadoksiya’nın göbeğindeki benin tam koordinatlarını bilemesin olacak şey değil. Yontar, yiğidim ilk hedefiniz Bizans’tır! Bahtınız açık, yoldaşınız Köstü olsun. Pusatlarınızı kuşanın, gün burnunu çıkarır çıkarmaz yola çıkacaksınız.” deyip söylevini bitirdi.
Yontar Boydak’a, Boydak Yontar’a baktı. Yontar kafasını bir o yana bir bu yana sallayarak beden diliyle Boydak’a birşeyler sordu. Boydak da omuzlarını yukarıya kaldırarak: “Bilmiyorum.” demeye getirdi. Yontar:
-“La manyak böyle beden dili ile konuşacağımaza selam verip diz kırıp Bunsung Tigin’in önüne dikilelim mevzuyu etraflıca anlatsın.” dedi. Boydak:
-“Ağam konuşacaklarını konuştu. Sen nerenle dinledin?” der demez Yontar’ın şaplağı Boydak’ın ensesinde patladı. Boydak kendini toparlayıp yerden börkünü aldıktan sonra ikisi birlikte Bunsung Tigin’in otağına girip selam verdiler. Bunsung Tigin her ikisine de çam bardaktan birer kımız ikram ettikten sonra söylevdeki konuşmasının özetini yaptı. Boydak ve Yontar yola çıkmak için Bunsung Tigin’den izin istediler. Bunsung Tigin Yontarı yanına çağırıp kulağına usulca:
-“Yiğidim herkesin ortasında söylemek yakışık almaz Bizans’ta Ortaköy namıyla bilinen bir entel mekânı varmış, dönerken oradaki entellerden bir pipo kap gel. Lüle taşından olursa makbule geçer. Geri dönüşte de Malatya-Adıyaman üzerinden gelin, ağaların içtiği tütünden de beş on batman almayı ihmal etmeyin” dedi.


Devam edebilir (hiç belli olmaz.)


Yorumlar - Yorum Yaz