Sabahın köründe işine gelir
Verilen her işten sıkılır Canbaz
Kimse bilmez kendi işini bilir
Yorgunluktan belin bükülür Canbaz
Aç gelir evinden kahvaltı yapar
Yolda uyur başka yollara sapar
Bulutsuz havada tez nemi kapar
Burnundan yağmurlar dökülür Canbaz
Aklını fikrini boş yere yorar
Ali Ercan ile araba arar
Parası var gibi markasın sorar
Beleş mezar görse yıkılır Canbaz
Bir taş ile iki kuşu vuruyor
Kafasını boş işlerle yoruyor
Zulasında piskevitler duruyor
Sofrada doymadan çekilir Canbaz
Ders çalışır kitap yüzünü açmaz
Ne iş versen yapar işinden kaçmaz
Emeklilik ister eline geçmez
Tespihler sabırla çekilir Canbaz
Gece beşik sallar uykusuz döner
Volvo hayal eder Fiat'a biner
Rejim yapar karnı dizine iner
Karnın şişer düğmen sökülür Canbaz
Müdüre yaptırır fazla işleri
Uyanıkken görür bütün düşleri
Uçurur avcunda her gün kuşları
Kazık sağlam yere çakılır Canbaz
Gülünden gayrıya bülbülü ötmez
Ötmek istese de yüreği yetmez
Saatine bakar mesai bitmez
Oturur koltuğa çakılır Canbaz
Koridorda volta atarak gezer
Her bakış altında bir mana gezer
Her ipte oynamaz bir ipte gezer
Dikkat et ayağın takılır Canbaz
Bu dünya kimseye tapulu değil
Kimsenin binası yapılı değil
Toprağın kapısı kapalı değil
Her insan toprağa ekilir Canbaz