Sabrın muhkem duvarını,
Birden yıkar bu dörtlüler.
Aştıkça ar damarını,
Küfre çıkar bu dörtlüler.
Yola serip pis leşini,
Çağırır kaç kardeşini.
Can sıkıcı ateşini
Kimde yakar bu dörtlüler?
Mantar gibi biter gene,
Boş yere hiç çalma çene,
Göz kırpıyor her geçene,
Kime bakar bu dörtlüler?
Şöyle bir gün gelse dile,
Tartışırken polis ile,
İsyan eder akü bile.
Kulak tıkar bu dörtlüler.
Niçin kaldı bu kötü ün?
Yol verirken herkese dün.
Ayağına elbet bir gün,
Kaç el sıkar bu dörtlüler?
Trafiğe kesin çözüm,
Ya az bekle iki gözüm!
İşte budur en son sözüm:
Kimi takar bu dörtlüler?