Zamanın birinde Kırşehir Çiçekdağı Kavaklıöz isminde bir köye sığır gütmeye gittim. Oraya varınca ekmeğimi suyumu daşısın diyi ihale bedeli 20 milyondan, başka ihaleye de giren olmayınca gene geri veresiye harmana 8 milyona bir eşek aldım. Aradan on beş, yirmi, bir ay geçince bir gün yattığım yerde benim pencere tıkırdadı. Camı açtım baktım: Zöhre Bibi.
“Hayır mı Zöhre Bibi, noldu?”
“Kapıya çık.” dedi.
Korktum asbabın yarısını giydim yarısını giymeden kapıya kaçtım.
Açtım kapıyı,
“Ne oldu ne var Zöhre Bibi?” dedim.
Dedi ki:
“Eşeğini canavar yemiş.”
Canavar diye biz kurda diyok.
Dolandım baktıydım, aboov kurşaktan alt yanı yok eşşeğin. Daha borcunu ödemedik la!
Neyse orada acık siflendim. Vakıt geldi. Ekmek sırasının olduğu eve gittim. Orda sabah ekmeğini yidim. Büküm verdiler amma kim daşıyacak götürmedim.
Malı topladım ordan. Harman yeri dirler malın toplaştığı yere. Benim yattığım yerin önündeydi.
Orda baktıydım, cenazenin başında bir avrat uğraşıyo. Ben de dedim ellağam çenesini çatıyo. Vardıydım: Zahide Bibi, eşşeği aldığım adamın karısı. Eşşeğin yularını söküyor.
“Niye alıyon onu Zahide Bibi, bir daha ilazım olmaz mı?” dedim.
“Eşşeğin ölmüş, canavar yemiş, boynuma mı takacağan?” dedi.
“İyi” dedik.
Malı topladım gediği aştım. Ekmek yok, su yok heçbir şey yok. Kaharlandım şöyle ilhamınan periyi bekledim. Periler avrat elleğem nazlanıyor, gelmediler. Ben de “Siz gelmezseniz ben yazamıyom mu?” dedim, şöyle bir şiir yazdım. Aslında bu türkü de on bir kıtayı kim söyleyecek şiir olarak okuyum.
Zöhre Bibi geldi uyardı beni,
Boynu bükük koydu hayin kurt seni,
Gönül feryat etti del’oldu deli,
Kurtlar yedi eşşeğimi duydun mu?
Semer bir ah çekti boynunu büktü,
Hâle feryat etti kendini yırttı,
Başından yuları Zahide söktü,
Kurtlar yedi eşşeğimi duydun mu?
Tam sekiz milyona aldıydım seni,
Amansızca gittin ağlattın beni,
Hatırlatma bana geldiğin günü,
Kurtlar yedi eşşeğimi duydun mu?
Sıra sürer garip garip yaşardım,
Anırınca şereflenir şişerdim,
Bazen biner sırtı üstü düşerdim,
Kurtlar yedi eşşeğimi duydun mu?
Utandım da gözyaşımı sakladım,
Herkes diyor sen eşeği hakladın,
Derelerde gizli gizli ağladım,
Kurtlar yedi eşşeğimi duydun mu?
Bir örmesi bile yok ki hatıra,
Gücüm yetse vurup vurup yatıram,
Başım gözüm üstüne zekât fitrem,
Kurtlar yedi eşşeğimi duydun mu?
Bazen unutur da insan sanardım,
Çektiğim çileyi ona yanardım,
Derelerden gizli gizli ağladım,
Kurtlar yedi eşşeğimi duydun mu?
Hayali dolaştı bugün gözümde,
Damla yaş kalmadı aktı özümde,
Bin dokuz yüz doksan dokuz yazında,
Kurtlar yedi eşşeğimi duydun mu?
Garip Aydın der ki yandı ciğerim,
Gayrı ben derdimi kime diyeyim,
Bu dert ile mezara kadar giderim,
Kurtlar yedi eşşeğimi duydun mu?