BUGÜN GİT YARIN GEL

Vatan Daş, erkenden kalktı. Bugün için iş yerinden öğlene kadar zor bela izin alabilmişti. Sabahtan imza işini halledip öğleden sonra iş yerine yetişecekti. Vatan Daş, evden çıkmadan evrakları birkaç defa daha kontrol etti. Karısı:
-“Yeter artık ezberliyor musun?” dedi. Vatan Daş, karısına:
-“Hanım, bu iş devlet işi, şakaya gelmez.” dedi. Karısı:
-“Bir haftadır kaç defa kontrol ettin!” dedi. Vatan Daş:
-“Ne olur, ne olmaz.” dedi. Vatan Daş, evden çıkıp doğruca devlet dairesine vardı. Kapıdaki güvenlikçiye selam verip:
-“Evrak imzalatacağım.” dedi. Güvenlikçi:
-“Yan odaya.” dedi. Vatan Daş, yan odaya girdi. İçerdeki memur önündeki kâğıtlarla uğraşıyordu.
Vatan Daş:
-“Evrak imzalatacaktım.” dedi. Memur başını kaldırmadan:
-“Yan odaya.” dedi. Vatan Daş, yan odaya girdi. Yan odadaki memur raftan dosya indiriyordu. Vatan Daş:
-“Evrak imzalatacaktım.” dedi. Memur kafasını çevirmeden:
-“Yan odaya” dedi. Vatan Daş yan odaya girdi. Yan odadaki memur, bilgisayarda yazı yazıyordu. Vatan
Daş:
-“Evrak imzalatacaktım.” dedi. Memur kafasını kaldırmadan:
-“Yan odaya.” dedi. Vatan Daş yan odaya girdi. Yan odadaki memur kalem açıyordu. Vatan Daş:
-“Evrak imzalatacaktım.” dedi. Memur başını kaldırmadan:
-“Yan odaya.” dedi. Vatan Daş yan odaya girdi. Memur bulmaca çözüyordu. Vatan Daş:
-“Evrak imzalatacaktım.” dedi. Memur başını kaldırmadan:
-“Yan odaya.” dedi. Vatan Daş yan odaya girdi. Memur çay içiyordu. Vatan Daş:
-“Evrak imzalatacaktım.” dedi. Memur başını kaldırmadan:
-“Yan odaya.” dedi. Vatan Daş yan odalara gire çıka sonunda en üst katın, en son odasına kadar geldi.
Yorgunluktan bacakları titriyordu. Vatan Daş bir ara: “Şu odaya girmeden direk tavana çıksam...” diye düşündü. Nasıl olsa memurun cevabı hazırdı: “Yan odaya.” Yanda oda olmadığına göre yukarıya. Bir umut diyerek odaya girdi:
-“Evrak imzalatacaktım.” dedi. Memur başını kaldırmadan:
-“Bugün git yarın gel.” dedi. Vatan Daş farklı bir cevap aldığına sevindi:
-“Neden?” diye sordu. Memur beklemediği bir cevap almıştı, başını kaldırdı. Adamın şaşkın olduğu her halinden belliydi:
-“Nasıl, neden? Bugün git yarın gel.” dedi. Vatan Daş inat etti:
-“Niye gideceğim?” dedi.
Memur Vatan Daş’ın elindeki kâğıtlara şöyle bir baktı:
-“İkametgâh eksik. Bugün git yarın gel.” dedi. Vatan Daş ceketinin cebinden bir kâğıt çıkarıp:
-“Buyurun.” dedi. Memur evraklara tekrar bakıp:
-“Nüfus cüzdanı fotokopisi yok, bugün git yarın gel.” dedi ve evrakları Vatan Daş’a uzattı. Vatan Daş tekrar elini cebine attı. Bir kâğıt daha çıkarıp uzattı. Memur yavaş yavaş sinirleniyordu:
-“Öğrenim belgesi eksik, bugün git yarın gel.” diyerek kâğıtları Vatan Daş’a tekrar uzattı. Vatan Daş’ın pes etmeye niyeti yoktu. Elini tekrar cebine attı, bir kâğıt daha çıkardı:
-“Buyurun efendim.” Memur kızıyor farkında olmadan sesini yükseltiyordu:
-“Vesikalık fotoğraf yok, tamamla gel.” diyerek evrakları Vatan Daş’a yine uzatacak oldu. Vatan Daş yine elini cebine attı:
-“Buyurun efendim.” Memur gittikçe daha fazla sinirleniyordu:
-“SGK dökümü?”
-“Buyurun efendim.”
-“Gelir belgesi?
-“Buyurun efendim.”
“Gider belgesi?”
-“Buyurun efendim.”
-“Tapu?”
-“Buyurun efendim.”
-“Ek 5?”
-“Buyurun efendim.”
-“Kök 5?
-“Buyurun efendim.”
-“Falan belgesi?”
-“Buyurun efendim.”
-“Filan belgesi?”
-“Buyurun efendim.”
Vatan Daş her belgeyi cebinden çıkarıp uzatıyor, memur sinirden hop oturup hop kalkıyordu. Sinirini saklamaya çalışarak dişlerini sıka sıka:
-“Bak kardeşim, senin adın neydi?” dedi. Vatan Daş:
-“İsmim Vatan, soyadım Daş efendim.” diye karşılık verdi. Memur:
-“Hah! Bak sevgili Vatan Daş kardeşim, zorluk çıkarma, bugün git yarın gel yapalım işini.” dedi. Vatan Daş inat ediyordu:
-“Bugün bu işi halletmem lazım memur bey.” Memur:
-“Olmaz, dedi, olmaz yarın geleceksin!”
-“Neden?”
-“Pul eksik be puuulll!” Vatan Daş cebinden pul çıkarıp yaladı, hemen memurun dediği yere yapıştırdı. Memur birkaç defa tel zımbayı eline alıp alıp bıraktı, az daha Vatan Daş’ın kafasına atacaktı. Vatan Daş’a yalvarmaya başladı:
-“Gözünü seveyim git, yarın gel.” Vatan Daş inat ediyordu:
-“Niye gidecekmişim?” Memur:
-“N’olur git, dedi, n’olur giiiiit, burası devlet dairesi başka türlü burada iş görülmez, görülmeeezzz!”
Vatan Daş’ın dediği dedikti.
-“Olmaz memur bey.” Memur:
-“Hiç olmazsa şimdi git, öğleden sonra gel.” Vatan Daş razı olmuyordu. Memur:
-“N’olursun 3 saat sonra gel. 2 saat sonra gel.” dedi. Vatan Daş:
-“Olmaz” diyordu. Memur:
-“1 saat.” dedi. Vatan Daş:
-“Olmaz.” diyordu.
-“Yarım saat, on beş dakika” derken memur “5 dakika bari git ne olur, dedi. Burada gidip gelmeden iş görülmez.” Vatan Daş:
-“Olmaz” diyor, başka bir şey demiyordu. Memur sonunda:
-“Sevgili Vatan Daş, ne olursun şu kapıdan çık, hemen geri gir. Adet yerini bulsun” dedi, Vatan Daş’ı ona da razı edemedi. Memur sinirden kendini kaybedip Vatan Daş’ın boğazına sarıldı. Vatan Daş, boğazını güç bela kurtardı. Bu defa memur, Vatan Daş’ı dışarı doğru ittirmeye çalıştı. Ama Vatan Daş cüsseliydi, memur inadına sıska. Gücü yetmeyen memur, bağırıp çağırmaya küfürler savurmaya başladı. Siniriyle masanın üzerindeki kâğıtlara sarıldı. Kâğıtları ağzına doldurmaya başladı. Vatan Daş, onu durduruncaya kadar memur Vatan Daş’ın iki evrakını yemişti bile. İki kâğıdı yiyen memurun yüzü gülmeye başladı. Vatan Daşa dönerek:
-“İki evrak eksik, dedi. Sıkıysa şimdi gitme.” Vatan Daş çaresizdi. İki kâğıt eksikti. Boynunu büküp kapıya yöneldi. Memur kan ter içinde kalmıştı, koltuğuna kuruldu. Derin bir oh çekti. “Hadi bakayım bugün git yarın gel.” dedi.


Yorumlar - Yorum Yaz