Köprünün altından çok sular aktı
O bildiğin eller el değil gardaş
Gördüğüm manzara canımı sıktı
Ufukların rengi al değil gardaş

Irgalamaz bayı zekâtın hükmü
Eskidenmiş canlar sıfatın hükmü
Ayı geçer oldu saatin hükmü
Üç yüz altmış beş gün yıl değil gardaş

Olunca gıdalar şeker katılan
İçimizden biri kazık atılan
Kara kovan diye rafta satılan
Arının yaptığı bal değil gardaş

Aşkın menzilinde meydan alasın
Hüzünlere ölüm marşı çalasın
Kara sevda çekenlerin bilesin
Yangınından kalan kül değil gardaş

Taşıdığı yürek daralı olmaz
Kelepir aşklardan yaralı olmaz
Varlığı aklıyla aralı olmaz
Delibal dostları mal değil gardaş