Bizim köy yerinde Sefil Ali’nin
Varı yoğu bir çift öküzü vardı.
Arada bir çite, çubuğa koşar
Sonrada bor yerde, yayar, güderdi.
Çift, çubuk dedikse üç evlek tarla
O da eylül sonu kapanır karla
Burdaki mahsulle geçinir zorla
Gemiğini gever, kışı savardı.
Vade bu, gün geldi, babası öldü
Olan tarlayı da gardaşlar böldü
Kimisi ağladı kimisi güldü
Kimi de mirastan gük gük güverdi.
Köyün imamına verdiler sözü
Din talkından sonra çevirdi yüzü
Dedi, “Iskat için kesin öküzü!”
Köylüler öküzün birin devirdi.
Iskat için yendi öküzün biri
Kalan öküz ondan daha da iri
Allah’tan anası yaşıyor, diri
Yoksa Sefil Ali dizin döverdi.
Bilmem Sefil Ali şimdi ne yapar?
Anası ölürse kıyamet kopar
Dinle Azâbî’yi kaç apar topar
Oysa daha nice hayali vardı.
Iskat: Ölen bir kimsenin yaşamı boyunca tutamadığı oruç ve kılamadığı namaz yerine verilen sadaka.