Neredesin diye sorarsan bana
Yükseğe çıkamam düze gelirim
Hararet eritir kasteder cana
Temmuzda tükenir dize gelirim

Yeryüzü yanıyor döndü çöllere
Dilerim kefaret olur mahşere
Umuda kapılma ancak bu şehre
Ağustos geçince güze gelirim.

Soğukta kısılır kaybolur sesim
Sıcaktan daha çok artar stresim
Yansam da yaylaya olmaz hevesim
Belki de sonraki yaza gelirim

Yapraklar sararsın dökülsün önce
Yirmi, yirmi beşe insin derece
Zorkun’dan bıkarsan şehre dönünce
Soğuklar düşmeden size gelirim

Gaflete gömülür dalar uyanmaz
Ayaza sıcağa nefis dayanmaz
Mangala kahveye çaya abanmaz
Bir lokma ekmeğe tuza gelirim

Karaçay kaynayıp yine coşarsa
Sohbetten sohbete gönül koşarsa
Takatim olur da bu can yaşarsa
Muhabbet bağında söze gelirim

Damlaya damlaya sular birikir
Biriken sularda aksin gözükür
Davete icabet etmek gerekir
İnanma, desem de Daz’a gelirim

Kelamı uzatmam israftır diye
Selamın baş üstü büyük hediye
Sözlerim latife alma ciddiye
Çok ısrar edersen gaza gelirim