Kaç kere söylemiştim bana bulaşma diye
Ellerim kaşınıyor allerji yapıyorsun
Bir anlık göz kırpmaya, gevşemeye gelmiyor
Nerde bir açık bulsan kalbime sapıyorsun
Bazen yeşil gözlerin, tenin kırmızımtrak
Kim demiş sıcak diye o somurtkan suratın
Götür kölelerini hayal ufkuna bırak
Bindirip terkisine rüzgâr gibi bir atın
Sensiz yaşanmaz evet bunu kabullenelim
Hava gibi su gibi ekmek gibi müftehir
Tecrübe ile sabit denesin inanmayan
Senle nefes alınmaz sensiz yaşanmaz şehir
Bilmeyen duymayan yok şöhretini şanını
Saçlarını şöyle bir dalgalandırsan yeter
Milyonlar sana koşar bırakıp imanını
Var mı senden mendebur dünyada daha beter
Uğruna yenilmedik nane bırakmayanlar
Nasıl kasılıyorlar zirvesinde çirkefin
Yalakalık damlıyor et ve tırnaklarından
Pislik üzre onları öldürmek mi hedefin
Ha seni dizginleyen insanlar da yok değil
Öyle olunca hatta güzel görünür yüzün
Çöllerde yağmur gibi uçsuz karda kardelen
Gecenin ortasında ayak sesi gündüzün
Varlığın ayrı bela, yokluğun ayrı bir dert
Biraz uslan, aklını başına topla biraz
İfsat edip durduğun bak ne halde cemiyet
Dünyayı kıyamete sürüklüyor bu maraz
Demiştim evet sana kalbime girme diye
Dokununca kalbime her yanımda bir sızı
Sendeleyen bu ruhum bana senden hediye
Seni müptezel fail, seni huzur hırsızı!