Selamlaşmayı kestik yükseldikçe binalar
Cam ekranın içinde aldatmalar zinalar
Normal sayılır oldu bu çağda absürtlükler
Başa taç ediliyor ar damarı yırtıklar
Göğün gözü kurudu beşere ağlamaktan
Irmaklar hayâ eder fütursuz çağlamaktan
Ölmek için doğduk biz, sayılıdır nefesler
Esir almış ruhları beden denen kafesler
Azrail silkelerken hayat ağacımızı
Çilelerle doldurduk gönül bağacımızı
Zamanın sürecinde hayatın çarkı döner
Ayın yüzü kararır gözünün feri söner
Yetmez aydınlatmaya yıldızların ziyası
Şerha şerha yarılır arsızlığın hayâsı
Gafletin perdesiyle örtülür pencereler
Kul hakkıyla fokurdar boğazda hançereler
İblis har ateşiyle benlikleri kaynatır
Nefsleri parmağında topaç gibi oynatır
İdrakler âmâ olmuş ortada bir körebe
Nefsi tasallut etmiş arzular nefse gebe
Ahlak ızdırap çeker vicdanlar kömürleşmiş
Gönüller çorak toprak insanlar çamurlaşmış
Rahmet inmiyor gökten çığ düşer yer yarılır
Maganda kurşunuyla nice masum vurulur
Her gün kavga gürültü patırdar aileler
Yıkıldı yıkılacak çatırdar aileler
Kalpler sevgiden yoksun mermer gibi taş gibi
Her evden lav püskürür yanıyor ataş gibi.
Sanki yedi başlı dev içimizde suizan
Vezüv’ü aratıyor gönül dağından sızan
Ey benim asil kanım temiz damarlarda ak
Yetmez mi kirlendiğin yekin de ayağa kalk!