Hele bakın bizim köyün itine,
Fazla yemiş karnı şişkin yatıyor.
Aldırmadan sırtındaki bitine,
Bıyık bükmüş melul melul bakıyor.
Kuyruk sallar kapı kapı dolanır,
Yağlı kapı bulur ise yallanır,
Salyasında akan sular bulanır,
Sırtı sağlam bize caka satıyor.
Muhtar emmi davarları güttürür,
Uyur ise döve döve öttürür,
Yetim hakkı yenir mi der yutturur,
Kendisi aç köye hava atıyor.
Tüy dökülmüş ceviz gibi kavlamış,
Sen sanırsın dağa doğru havlamış,
Ergen kızı ağasına tavlamış,
Efsunlamış sürüsüne katıyor.
Kına yakın, bindallılar dürülmüş,
Arasına miski amber sürülmüş,
Gece vakti Emiş ile görülmüş,
Ay karalmış utancından batıyor.
Kayıp olmuş Alazların çebişi,
Dağa çıkmış Temoların Emiş’i,
Doldurmuşlar eteğine yemişi,
Bahaneyle muhtargilde yatıyor.
Köşkeroğlu saymaz olmuş düzeni,
Tanırsınız memleketi üzeni,
Bir it için kovacaklar yazanı,
Vakit yakın şafak yeni atıyor.