Gır atın örkünü çözmüş gidiyor
Sırtında abası nahır güdüyor
Elinde nacakla asma buduyor
Yornuklan şuraya gel Hasan emmi
Sırtında şelekle odun getirir
Sabahın köründe malı götürür
Yazın göçer yaylalarda oturur
Tatlıdır dillerin bal Hasan emmi
Gırkmış goyunları yazın başında
Haram gazanç yoktur bişen aşında
Evlat acısı var yanık döşünde
Altına sereyim çul Hasan emmi
Gövermiş elleri garı kürüyor
Zobada yahacak odun gırıyor
Yalınız başına sufra seriyor
Mıkıs değil elin bol Hasan emmi
Altı gızı vardı hep gelin etmiş
Üç oğlunun hepsi bir bir terk etmiş
Gırk yıllık avradı ölüp de getmiş
Ağlama gözünü sil Hasan emmi
Dünya malı gayrı nemeerek dersin
Cağdaki ırbıkla yüzünü yursun
Gara guşganayı ocağa gorsun
Hiç bilmez içini el Hasan emmi
Horuz ötümünde suya gelirsin
Peşkirin boynunda abdest alırsın
Vaktini geçirmez daim bilirsin
Durma namazını kıl Hasan emmi
Derdini dökmezsin kalsan da naçar
Allah isterse her kapıyı açar
Ser verir sır vermez dersin ki geçer
Yen içinde kalır kol Hasan emmi
Gelinlerin çocuk gimi tazirler
Kızların acımaz seni üzerler
Hersinden ağlasan hepsi kızarlar
Dilerim mahşerde gül Hasan emmi
Derler emmin bıldır çor’a dutuldu
Tarlanın tapanın hepi satıldı
Sığmadı oğluna evden atıldı
Gene mi göründü yol Hasan emmi?