ADINI VERMEK İSTEMEDİĞİM ŞİİRCİ İRFAN

Şimdi burada ismini verip rencide etmek istemediğim İrfan adında bir arkadaşım vardı.
Gerçi çok optimist bir cümle kurdum; çünkü dil bilgisine vâkıf olanlar yüklemi “vardı” ile bitirince olayın görülen geçmiş zamanda vuk’u bulduğuna vehmedebilir. Bu ismi ile müsemmâ olmayan adını vermek istemediğim arkadaşım İrfân, -anladınız siz onu- /Anlamayanlar için: Yani İrfan’ın kendi adının anlamı ile herhangi bir yakınlığı yok. Hatta İrfan’ın, irfan kelimesi ile neyin kast edildiğini hiç merak etmişliği dahi yoktur. Muhtemelen bir aile büyüğünün, “Çocuğa İrfan adını verelim de belki irfanlı biri olur.” umuduyla kulağına ezanla üç kere İrfan demişliği olmuş. Fakat bu adını vermek istemediğim İrfan, irfandan zerre-i miskâl feyz almamış. Hasbelkâder hatta lalettayin İrfan olmuş yani.) bir ara gaflet anıma denk getirip Facebook’tan arkadaşlık isteği yollamış ve ben de her nasıl olmuşsa kabul etmişim. Uzun lafın hülasası bu ismini vermek istemediğim İrfan, hangi paylaşımı, postu, görse ilgili ilgisiz altına şerh düşerek:
“Abi ben de bu konuyla ilgili kendi yazdığım bir şiiri paylaşmak istiyorum.” deyip uzun ve manasız cümlelerden müteşekkil bir kamyon herzeyi postun altına boca ederdi! Zamanla anladım ki bu lalettayin İrfan’ın her konuda yazdığı bir şiiri var!
Bir ara İrfan’ın sazanlık oranını ele verecek bir konu seçtim ve uzun uzadıya “Arjantin arıcılığının sorunları” üzerine yazdığım bilimsel (!) bir paylaşım yaptım. Kader ağlarını örmüş ve İrfan’ın halis muhlis öz hakiki, organik sazan olduğu ortaya çıkmıştı. Zirâ ismini hiç vermek istemediğim bu İrfan o yazının altına da:
“Abi benim bu konuyla ilgili bir şiirim vardı.” deyip Arjantin arıcılığının sorunlarına şiir yazan ilk ve son yerli ve milli sazan bir İrfan olduğunu ispat etmişti.
“İrfancığım, Arjantin arıcılığı ile ilgili ne biliyorsun?” diye sorduğumda ise bu yerli ve milli sazan İrfan:
“Abi pek bir şey bilmiyorum ama yazıdan çok etkilendim, duygulandım, yazdım.” demişti.
Yazdıklarına şiir diyorsak, hasbelkader adını verip rencide etmek istemediğim İrfan yazdığı herzeleri şiir sanıyor diye diyoruz yani. Bize kalsa İrfan bir manav ve ortaya saçtıkları ise şekilsiz üzüm taneleri. Ama GDO’lu üzüm. Mısır şurubundan üzüm, mercimek çorbasından üzüm. Asla orijinal üzüm değil.
En son benim tahammül mülküm yıkıldı. Çünkü bu adını vermek istemediğim Hülagu Han, İrfan’ın şiirleri benim sayfamda benim paylaştıklarımdan daha çoktu. Ben herhangi bir paylaşım yaptığımda bu adını vermek istemediğim İrfan, Türk edebiyatı için büyük ıstırap olacak yeni şiirler ile fecaat üstüne fecaat işliyordu. Bunu tâlâk- ı selâse ile sayfamdan çıkarıp çaktırmadan engelledim.
Bir yıl sonra, numaramı nereden bulmuşsa bu şiir kasabı, bu edebiyat vandalı, bu ipini koparmış ismi ile müsemmâ olmayan hasbelkader İrfan, beni aradı ve kara haberi verdi:
“Abi şiyir kitabım çıktı, adres verirsen sana da yollayayım çünkü bu şiir kitabını senin paylaşımlarının altına yazdığım şiirler sayesinde çıkardım.”
Kendisine yurt dışına taşındığımı yurda dönersem kendisinden mutlaka o şiyir kitabını alacağımı ifade ettiysem de ısrarla yurt dışına da gönderebileceğini söyledi. Mecburen kendisine Orta Arjantin’deki adresimi verdim. Artık Arjantin düşünsün ben yırttım şimdilik!
Şu kapısında: “Yazar mı olmak istiyorsunuz, şair mi olacaksınız, bir kitap dosyanız mı var, hatta dosyanız yoksa dert etmeyin biz sizin adınıza hazırlarız, içeri buyurun.” yazan yayınevlerinden biri ismi ile tezat ismini vermek istemediğim İrfan’ın şiyir kitabını basmış Türk edebiyatına büyük bir ıstırap daha eklemişti. Fakat ben o şiyir kitabını Arjantin’e postalatarak hem Arjantin arıcılığına mütevazı bir katkı sunmuş hem de Türk edebiyatını bu kamburdan bir süre daha kurtarmıştım.
Şimdi bu ismini vermek istemediğim İrfan maalesef yeni bir şiyir kitabı daha bastırıyormuş. Bana da diyor ki: “Abi sayfanı kapatmasaydın ben daha erken çıkarırdım ikinci kitabı.” Sayfamı kapattığımı sanıyor bu İrfan denilen İrfan... Yani neler çektiğimi özetle anlattım. Bu garibe bu mübarek günde bir dua edin bari.
Sizi ismini vermek istemediğim bir İrfan’dan kurtarmışım. Az şey mi canım!


Yorumlar - Yorum Yaz