İkinci mektubu yazarsan eğer
Bana fasulyenin sırığından yaz!
Mercimek, nohuttan, incir, üzümden
Püsküllü mekenin firiğinden yaz!
Şöyle yüreğime inceden dokan
Şafakla uyansın ocağı yakan
Sıcak sac üstünde mis gibi kokan
Isırgan otunun böreğinden yaz!
Sincaplar, tavşanlar çıksın kovuktan
Kırlangıç nâziktir kaçar soğuktan
Cücükten, cülkülden, anaç tavuktan
Hattâ horozların coruğundan yaz!
Köse sakal, kelden, kaytan bıyıktan
Hiç içmeden sarhoş gezen ayıktan
Ta bıldırdan sele giden kayıktan
Hem tokacı hem de küreğinden yaz!
Var mı yeni haber ele ulaşan?
Aman öte dursun kire bulaşan
Gümüş tabakada oğrun dolaşan
Elbeyli tütünü kırığından yaz!
Bu ses Anadolu, inler tabandan
Sese kulak tıkar duymaz yabandan
Besili öküzden, kara sabandan
Darbızlı tarlanın süreğinden yaz!
Bu şiir her köyün yasası gibi
Gizli sevdâların kasası gibi
Azâbi’nin neşe, tasası gibi
Çekmeden sözünü yüreğinden yaz!