Evlilikte Adalet
Evliliğimizin ilk günlerinde, eşimle bir pazarlığa girdim:
“Karıcığım! Hayat müşterek. Ev işlerini eşit şekilde paylaşmamız lazım. Ben, çarşıdan evin ihtiyaçlarını alacağım; sen pişireceksin.”
“Tamam.”
“Ben pişirdiklerini yiyeceğim, sen bulaşıkları yıkayacaksın, tamam mı?”
“Tamam.”
“Sen çayı demleyeceksin, ben içeceğim, tamam mı?”
“Tamam.”
“Sen meyveleri soyacaksın, ben yiyeceğim, tamam mı?”
Bir müddet düşünerek:
“Ama hep sen yiyip içiyorsun, been!”
Sözünü keserek:
“Eeeee! Erkek dediğin fedakâr olmalı canım, biraz göbeğimiz çıkar ama o kadarcık da olsun!”
Acilde Acele
Allah kimseyi hasta etmesin. Hasta olunca da ihmal etmeden acile gitmek gerekir. Bir gece acile gitmem icap etti. Acil çok kalabalıktı. Doktor sayısı, hasta sayısına göre o kadar azdı ki doktor ne yapacağını bilemiyordu. Doktor acele eden hastalara:
“Acele etmeyin kardeşim! Elimizden geldiği kadar hepinize hizmet vereceğim. Böyle acele ederseniz hizmet veremem ki. Bu hastanın haricinde, herkes dışarı çıksın bakalım!”
Doktora moral olsun diye:
“Doktor Bey, acile gelmekte acele etmek, acilde acele etmemek gerekir.” dedim.
Doktor, tebessüm ederek bana baktı:
“Doğru söylüyorsun! Bu sözü bütün hastanelerin aciline yazmak lazım.”
Tahlil
Profesörler mi daha bilgili, pratisyen hekimler mi desem? Hepiniz profesörler dersiniz. Pratisyen, tahlilsiz ve filmsiz üç beş ilaçla sizi tedavi eder. Profesör, tahlilsiz, filmsiz bir teşhis koyamaz. Ankara Gazi Tıp’ta profesör, benden tahlil istedi. Hemşire Hanıma gittim:
“Aç mısınız?” dedi.
“Allah razı olsun karnım tok.” dedim.
Israrla:
“Yemek yemeden gelin lütfen.” dedi.
Bir gün sonra tekrar gittim.
“Aç mısınız? Yemek yediniz mi?” dedi.
“Vallahi bacım, yemek yedik, sen zahmet etme, Maraş’tan her gelene yemek yedirecek olursanız…”
Sözümü keserek:
“Beyefendi! Aç gelin, yemek yemeden gelmeniz lazım.”
Eşime dönerek:
“Gördün mü Hanım! Allah razı olsun, bizim burada garip olduğumuzu bildiği için, yemek yedirmeden tahlil yapmayacak.” dedim.
İtin Üşümesi
Mizah izahtır, mizah aynı zamanda değirmen taşı gibidir, döner durur. Usulünü, üslubunu bilmezsen taş seni öğütür.
Soğuk bir kış günü, sıkı giyinerek okula gittim. Bana sıkça takılan bir arkadaş beni görünce:
“Üşüyor musun?”
“Evet üşüyorum.”
“İt üşür mü?”
“Sen üşümüyorsun değil mi?”
“Evet…”
“Ben üşüdüğüme göre, sen iddana sahip çık!”