BOYU BOYUMA

Boyum 1.65. Bundan şikâyetçi miyim? Hayır! Kendimi yokluyorum. Kompleksim çok ama bu konuda kompleksim yok.
Uzun boy iyidir tabii. Ne yalan söyleyeyim, ampul değiştirirken; kitaplığın en üst rafına, dolabın üstüne uzanırken “Allah’ım, beş santim daha olsaydı n’olurdu?” derim ama o kadar. “Devede de boy var ama eşeğin ardından gider.” gibi kıskançlık kokan uyduruk atasözlerine de itibar etmem.
Annemin bir özlü sözü vardır: “Boyunu gördüm yüz koyun veresim geldi, huyunu gördüm tez koyuveresim geldi.” diye.
Evet, uzun boy iyidir ama söyler misiniz, boy hikâye yazıyor mu, şarkı söylüyor mu, resim yapıyor mu, tiyatroda oynuyor mu? Bütün bu saydıklarımı yapanlar hep uzun boylu mu? Değil. Övünmek gibi olsun, ben hepsini yapabiliyorum.
Kabul ediyorum, uzun boy ayrıcalıktır. Eskiler sevgilinin boyunu boşuna serviye benzetmemişler. Şunu da biliyorum, burada eksiği olanların orada fazlası olacak. Yani burada uzun boyluyum diye insanlara tepeden bakanların öbür tarafta bizim boyumuzda olmayacakları ne malum?
Lise yıllarında Edith Piaf’ı çok dinlerdim. La vie en Rose… Je ne regrette rien… Kulak tırmalayan r’leriyle buğulu sesi hâlâ kulaklarımdadır. Boşuna değilmiş. Boyu boyuma en uyan oymuş; 1.47 cm.
Eskiden beri Nicole Kidman’a hayranlığım vardır. Far and Away (Uzak Ufuklar) filmini seyrettiğimden beri bu böyle. O benim dünyamda hep Shannon olarak kaldı.
Ama yan yana geldiğimizi düşünün. 1.80 boy! Bir de 10 cm yüksek topuk giydi mi tut kelin perçeminden. (Buradaki kel ben oluyorum.) Hey, yukarıda havalar nasıl? İşin yoksa 30 cm tahta bacak üstünde yürü!
Benim boyuma tıpatıp uyan bir efsane var dünya sinemasında: Charlie Chaplin. Namıdiğer Şarlo. Oyuncu, yazar, besteci, yönetmen, komedyen… İngiliz oyuncu Daniel Radcliffe, yani Harry Potter de bizim mahalleden. Galiba en gencimiz o.
Aradım taradım, koca Hollywood’da boyu boyuma bir erkek iki kadın oyuncu bulabildim: Erkek, Michael J. Fox, 1.63 cm. Kadınlardan biri Liz Taylor, diğeri Natalie Wood. İkisi de 1.57 cm. Natalie’ye zaten sırılsıklam âşığım. Yahu, bir kadın bu kadar mı güzel güler? Ha, unutmadan, Natalie’ye ne kadar âşıksam Robert’a da o kadar hınçlıyım. Hani elime geçse bir kaşık suda boğar mıyım, emin değilim. Ellerinde Natalie’min kanı var. Kim ne derse desin, bence katil o. Natalie’yi denize o itti. Bunu bilir, bunu söylerim.
Liz’in menekşe gözlerine de vurgunum ama söyleyemem. Richard’dan korkarım.
Shakira 1.50, Lady Gaga 1.51, Madonna 1.58… Onların da boyu boyuma… Ama tipim değiller.
Maradona, Arjantin’in futbol cambazı. Brezilyalı Pele’den sonraki en büyük isim. Boyu 1.65. Futbolun boyu boyuma uyanı da o.
Napolyon var bir de. Koca Fransa İmparatoru.
Diyelim ki Spilberg, Napolyon’la ilgili film çekecek? Napolyon rolünde kimi oynatacak? Brad Pitt’i değil herhâlde. Brad’in boyu 1.80.
Kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur. Peki, buna ne diyecekler? Napolyon öldü boyu uzadı. Hayattaki hâli yıkanıp çekmiş hâliydi. Herhâlde doğumdan sonraki ilk yıkanmada çekmişti. Banyoyu pek sevmezmiş majesteleri.
Yok, efendim, ben film yapıyorum, bu da benim Napolyon’um deyip tarihî gerçekleri çarpıtamazsınız.
Spielberg akıllılık etti; Michael J. Fox’u oynattı. Napolyon 1.57, Fox 1.63 cm. Yakıştı mı? Yakıştı. 6 santimin lafı olmaz. Huyu huyuna uyar mı bilmiyorum ama boyu boyuna uydu. Yakışanı buydu. Akıl var, izan var, canım.
Bizden bir örnek vereyim. Müslüm filminde kim oynadı? Timuçin. Müslüm’ün boyu kaç? 1.78. Timuçin’in boyu kaç? 1.89. Bak, bu olur işte. 11 santim fark, kamerayla kapanır.
Bizden boyu boyuma uyanlardan birkaç isim söylesem fena olmaz. Kadınlardan Adile Naşit 1.49, Yonca 1.54, Sezen, Sertap ve Nil 1.55, Yıldız, Hazal, Vildan, Şebnem 1.58, Bedia Akartürk 1.59, Belkıs Akkale 1.60; erkeklerden Güven Kıraç 1.65…
“Cep herkülü” lakaplı Naim Süleymanoğlu 1.47, “Dinamo” lakaplı Halil Mutlu 1.50. Onlar da bizden.
Görüldüğü gibi hiç de yalnız değilim.
Bakın, ne diyeceğim? Sözü asıl getirmek istediğim yer orası.
Bir kıza talip oldum. Şöyle böyle benim boylarımda.
“Ben uzun boylu birini istiyorum.” dedi. “Senin gibi bir hobbitle yapamam.”
Tutamadım kendimi.
“Ne kadar olsaydım küçük bir şansım olurdu?”
“1.80, o da alt limit.”
Kıza bak, dedim içimden, limitle, integralle koca bulmaya çalışıyor. Sen basit kesirlerde toplama işleminden sınıfta kalırsın. Kime kavalye olmaya çalışıyorsun? Aklını başına devşir! Sayıyla kendine gel!
“Lisede matematiğin nasıldı senin?” diye sordum.
“Ne alaka?” dedi.
“Ne bileyim?” dedim. “Evlenme konusunda bile limiti, integrali kullandığına göre, trigonometri de bilirsin sen, türev de…”
“N’oldu beyzade?” dedi. “Zoruna mı gitti?”
Haydaaa! Üslup değişti birden. Bu ne şimdi?
“Kızım, ben doktorum, doktor!” deyiverdim.
“Ee, n’olmuş, doktorsan?”
Yok, bu kıza sökmüyor, abi.
Oysa doktorum diye nasıl da şişiniyordum. Ne bileyim, bazı kadınlar “Beni ne doktorlar, ne mühendisler istedi de...” demiyorlar mıydı? Ben de doktordum işte. Henüz pratisyendim ama bunun ne önemi vardı? TUS için deli gibi çalışıyordum. Yarın, öbür gün uzman olacaktım.
Neme lazım, kız fena bozdu fiyakamı. Karizmamı yerle bir etti. Zannediyordum ki “Vay doktormuş. Kızım sen kadir gecesi mi doğdun? Öyleyse boy bos da neymiş?” deyip boynuma sarılacak. Ya işte böyle silkelerler adamı.
Bu kız var ya bu kız, bana acayip bir ders verdi.
Densizliğimden dolayı özür diledim.
“Allah gönlüne göre versin.” deyip ayrıldım.
Ne yalan söyleyeyim “hobbit” lafı biraz ağırıma gitti. Gerçi sağ olsun, lütfetti de “hobbit” dedi. “Pigme” de diyebilirdi, “lilliput” da. Pamuk prensesin yedi cücesinden biri olarak görülmek de vardı. Buna da şükür.
Al sana bir merak konusu: Yedi cüceden biri olsaydım acaba hangisi olurdum? Hanımefendi beni hangi sıfata layık görürdü?
Yalnız boyu boyuma değil, huyu da huyuma uyan hangisi olurdu?
Çok merak ediyorum.


Yorumlar - Yorum Yaz