DEĞER/iki

Bu öykü Buket Uzuner’in yaşantısından Tekin Gönenç’in aktardığı bir alıntıdan esinlenilmiştir.

Genç yetenekler üzerinden kimi ödüllendirmeler yapan vakıf benzeri kurumlar vardı. Uyarlama oyunlar üzerinden başarılı oyunculuğumla dikkat çekmekteydim.
Özellikle tiyatro tarihine adını yazdırmış değerli usta oyuncular adına bir ödüle hak kazanmış olmak; kariyerim için de çok heyecan vericiydi. Ödül töreninde ödülümü almak üzre bir davet almıştım. Bu özel davet için ünlü bir mekânın yemek salonu seçilmişti.
Davete yanım sıra eşlik eden bir başka usta isimle gitmiştim. Bu tören için ayrılmış masanın ucunda kalan son iki sandalyeye de biz yerleşmiştik. Heyecan ile artan açlığım da başımı döndürür olmuştu. U masanın orta tabanı sorumlu kimselere ayrılmış belli ki. Başkan Hanım’ın garsonları yönetmesi ile servise geçilmişti. Garsonlar yarışırcasına çorba servisiyle işleme başlamış ve koşuşturma hâlindeyken insanlar yarışırcasına tabaklarındakileri bitirip sıcakları bekliyorken –her nedense- bize hâlâ çorba servisi bile yapılmamıştı.
Yanımdaki usta ağabey bir garsonu uyaracak oldu. Aldığımız yanıt son derece şaşırtıcı idi. Baştaki o sorumlu hanım bizim için “Onlar bizden değil, servis yapmayın.” Talimatı vermiş meğer. Çaresiz aç biilaç yemek faslının bitmesini beklemiştik ve bitti sonunda.
Yönetici hanım ayağa kalktı ve toplantının amacı üzerine bir söylevde bulundu. Sanat, saygı, sevgi ve gençlere destek adına ve sonunda plaketi kaldırıp adımı ünledi almam için.
Kalkmıştım şaşkın bakışları da üzerime çekerek ve alırken plaketimi artık söylenecek söz de kalmamıştı uzun sessizlik üzerine…


Yorumlar - Yorum Yaz