Yazda, zemheride, kuytu köşede
Kaynadı tüterek kara çaydanlık.
Bana sadık bir dost yeter cihanda
Sana demlik gerek kara çaydanlık.
Bu gönül yangını sızlatır dağı
Pervane dediğin arar çerağı
Sohbet koyulaştı doldur bardağı,
Söze biz de girek kara çaydanlık.
Dinledin sırları kara bağladın
İnledin ocakta ciğer dağladın
Bir garip kul gibi sen de ağladın
Teselli mi verek kara çaydanlık.
Arz-ı hal edelim yaylaya çıkıp
Yıldızla parlayıp dereyle akıp
İncinen kalplerin haline bakıp
Mümkün mü dem sürek kara çaydanlık
Hele düş bakalım hemen bıkarlar
Yakın bildiklerin uzak bakarlar
Güvendiğim dağa yağınca karlar
Nerelere varak kara çaydanlık.
Yılmadan yıllarca kahrımı çektin
Suyla fokurdayıp dem ile çöktün
Sen yine bardağa derdini döktün
Acep bizler nöğrek kara çaydanlık.
Yananlar görür mü senin isini
Bir güzel söz siler yürek pasını
İyi günde bilmem dostun hasını
Kötü günde görek kara çaydanlık.